Hangisi üzerine alınır bilmem ama ben, belediye başkanlarımıza bu sütunlar aracılığı ile mektup yazmaya karar verdim artık. Çünkü sadece benim değil Antalya'da yaşayan veya tatile gelen neredeyse herkesin canına tak etti artık.
***
Hangi başkanlar dediğinizi duyar gibiyim ama hiç birini ötekinden ayırmadan genelleme yapıyorum çünkü bu sorun sadece belirli bir bölgede yaşanmıyor.
***
Sevgili Belediye başkanlarımız birçoğunuz ağzınızı açtığınız zaman borç çok, kasada para yok, maaşları bile ödeyecek durumumuz kalmadı diyorsunuz ama maşallah konserden, festivalden, etkinlikten hiç vazgeçmiyorsunuz!
***
Yahu arkadaş para yoksa çengili, çalgılı etkinlikleri nasıl yapıyorsunuz? Yapın tabi ki millet eğlensin eyvallah ta birazda zamanınızı insanların konforu için kullanın.
***
Tabi siz son model araçlara bindiğiniz için belki hissetmiyorsunuz ama yollarımız re-za-let. Belki daha iyi farkına varırsınız diye heceleyerek yazdım rezaleti. Ana yol, yan yol, ara sokak hiç fark etmiyor hepsi bir birinden beter, hepsi bir birinden kötü.
***
Yahu vatandaş bir çukura düşmeden yüz metre gidemiyor. Hayırdır arkadaş siz tamircilerle ortak oldunuz da bizim mi haberimiz yok. Sanayideki ustalar kazancının belirli bir oranını belediyelere mi aktarıyor.
***
Yıllardır bir el atan olur mu diye bakıyoruz ama maşallah bu beni ilgilendiren önemli bir konu diyerek el atan kimse yok neredeyse. Tabi özellikle böbrek hastası olan taşını veya kumunu rahat döksün diyorsanız o da ayrı bir bakış açısı.
***
Ancak Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından " Hiç şüphesiz ki dünyanın en güzel yeri" olarak tarif edilen bu güzelim şehre böylesi yollar yakışıyor mu? Ülkenin neredeyse birçok ilini gezdim gördüm bizim şehirdeki kadar rezil bir görüntüye hiç bir yerde şahit olamazsınız.
***
Bu rezalet sizi rahatsız etmiyorsa elbette sizin bileceğiniz bir şey ama o çukurlara giren her sürücü tüm sülaleniz duyacak kadar her çukura düştüklerinde okkalı bir şekilde kulaklarınızı çınlatıyorlar haberiniz olsun.