CHP'ye Genel Başkan seçildiği kurultayda Özgür Özel’in konuşması, zannederim hala birçoğumuzun hafızasında yer edinmiştir. Çünkü o zamandan bu yana fazla bir süre geçmedi; neredeyse bir yıl oldu. O kurultayda, Osman Kavala’ya, Selahattin Demirtaş’a, Can Atalay’a selam göndermeyi ihmal etmeyen Özel, o günden bu yana oturduğu koltukta izlediği terör yanlılarına destek olmaktan bir gram taviz vermediği gibi, giderek daha da cesaretlenerek, adeta o çevrelerin can simidi haline geldi.
***
Yerel seçimler öncesi yapılan görüşmelerde yaşanan tıkanma, Kandil’den gelen talimatla bir anda çözüme kavuştu ve "kent uzlaşısı" adı altında bir ihanet ittifakı kuruldu. Terör yanlılarının büyük bir sevinç yaşadığı bu durum, Esenyurt örneğinde olduğu gibi, ülkede gerilim ve kutuplaşmaya, hainlerin adeta başkaldırısına dönüşmeye çalıştı.
***
Tüm bu gerçekler ışığında yaşananları adeta görmezden gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaptıklarıyla adeta pes dedirtiyor. Etrafımızda yaşanan bu kadar gerilim ve savaş ortamında birlik ve beraberliğe belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, ana muhalefet partisinin genel başkanının durması gereken yer, Özel’in durduğu yer mi olmalı, Allah aşkına!
***
Silivri cezaevini adeta komşu kapısı haline getiren Özgür Özel, suçu mahkeme tarafından sabit bulunarak cezaevine konulan malum şahısları ziyaret ederek, terör yanlılarını ayakta tutmaya çalışıyor. Terörün meclis şubesi dahi Özgür Özel kadar fütursuz bir anlayış sergilemezken, Özel’in ne kadar daha böyle anlamsız bir politika izleyeceği, merak konusu olduğu kadar, endişe de veriyor.
***
Çünkü her defasında elini yükselten Özgür Özel’e, bir el de ben yükselteyim. Sayın Özel, malumunuz, Kandil yanlısı parti adındaki güruh, İmralı’da bebek katili ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na dilekçe vermişti. Ya o dilekçeye kendi ismini de yazdırsın, ya da yeni bir dilekçe vererek, “Onlar bizim ortağımız zaten. Rica ediyorum onlar gitmesin, İmralı’ya ben gideyim” desin.
***
Nasıl olsa onlardan daha fazla ses çıkarıyor. Aslında yukarıda yazdıklarımız ne kadar acı, değil mi? Ateşin tam ortasındayız ve hepimizin o ateşe bir damla da olsa su atıp söndürmeye yardım etmesi gerekir; ancak Özgür Bey, adeta malum çevrelere yaranabilmek adına yangına körükle gitmeye devam ediyor.
***
Özgür Özel'in son dönemdeki politikaları, sadece partisi için değil, ülke için de ciddi riskler taşımaktadır. Bir liderin, özellikle ana muhalefet partisinin genel başkanının, ülkenin birlik ve beraberliğine katkı sağlaması beklenirken, Özgür Özel'in terör yanlılarıyla ve bölücü gruplarla olan ilişkileri, bu birliği zayıflatmakta ve toplumda derin kutuplaşmalar oluşturmaktadır.
***
Bir muhalefet liderinin, ülkenin ateşle sınandığı bir dönemde yangına körükle gitmesi, sadece politik bir gaflet değil, aynı zamanda milli güvenliğe yönelik ciddi bir tehdittir. Özgür Özel, bu politikalarına devam ederse, partisinin geleceği ve Türkiye’nin geleceği üzerinde olumsuz etkiler bırakmaya devam edecektir. Bu durum, sadece kendisinin değil, bütün bir halkın zarar görmesine yol açacaktır.
Allah sonunu hayreylesin inşallah.