Bugünün büyükleri yani bizler, geçmişte sabırsızlıkla beklediğimiz ve gün gelip çattığında sevinçten dört köşe olduğumuz 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bugün. Bir başka deyişle, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Kuruluşunun 103. Yıl Dönümü ve '23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı' bugün.

23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği bir tarihtir. Atatürk, 23 Nisan 1924'te '23 Nisan' gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiş. Yani sadece çocuklar için değil ülkemiz içinde önemli bir gün aslında.

Dünya genelinde çocuklara bayram hediye eden ve bunu tüm dünya ile paylaşan ilk ülke Türkiye olmuş. Atatürk'ün düşünce yapısına göre çocuklar milletin geleceğini ifade ediyor. Bu nedenle 1929 yılında Atatürk bu bayramı çocuklara hediye etmiştir.

UNESCO'nun 1979 yılını ‘Çocuk Yılı’ olarak duyurmasıyla Çocuk Bayramı uluslararası düzeye taşınmış oldu. Bayramın günümüzdeki adına ise 1981 yılında karar verilmiş. Dünyada çocuklara armağan edilen ilk bayram olan 23 Nisan, her sene tüm ülkede büyük bir sevinçle kutlanmaya devam ediyor. 103 yıllık coşkusu hiç eksilmeden.

Atatürk, çocuklara verdiği önemi ve güveni 1922 yılında Bursa’da yaptığı şu konuşması ile anlatmış; “ Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız, sizlerden çok şey bekliyoruz…”

Ve Atatürk diyor ki; “Türk çocuklarındaki kabiliyet her milletinkinden üstündür. Türk kabiliyet ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, büsbütün Türk çocukları kendileri için lâzım gelen hamle kaynağını o tarihte bulabileceklerdir. Bu tarihten Türk çocukları bağımsızlık fikirlerini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeyeceklerdir.”

Sanırım Atatürk’ün sözlerinden verdiğim örnekler onun çocuklara, ülkemizin geleceğinin fidanlarına verdiği önemi kat be kat anlatmaya yetiyor. Onun için bu bayramı fidanlarımız hak ediyor.

Bende çocuklarımızın bu mutlu gününüzü kutluyorum. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin ve onun özgür halkının bir mensubu olarak; sevgili Atatürk’ümüzü, destan yazan isimsiz kahramanları, insanımızın namusu ve vatanımızın bütünlüğü için seve seve canını feda eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

------------------

BİR GARİP ÖLMÜŞ DİYELER…

“Bir garip ölmüş diyeler / Üç günden sonra duyalar / Soğuk su ile yuyalar / Şöyle garip bencileyin…”

Yukarıdaki dizede geçen kısım, Yunus Emre’nin ‘Şöyle Garip Bencileyin’ adlı şiirinde geçen bir dörtlüktür. Yunus’un bu sözleri derin ve manalıdır. İnsanın fani olduğunu anlatır.

Manşet Şerif Ali 2024 04 23T003405.361

Benim anlatacağım olay “Üç gün sonra duyalar” ile alakalı. Yunus bunu söylerken, ölüm anını ve öldükten sonraki olacak hadiseleri anlatmıştır. Kendisinin ölüm haberini, başkalarının belki de günler, haftalar, aylar, yıllar sonra duyacağını hatta belki de hiçbir zaman duymayacaklarını dile getirmiştir.

Buna benzer bir olay gördüm Manavgat’ta. Bizim Guddusi Aydın kardeşimiz var. Kendisi tam bir engelli dostu, garip gurebanın yardımına koşan gönül dostu. Tıpkı abisi eski Milletvekili İbrahim Aydın gibi.

Onun sosyal medya hesabında gördüm. İlçenin bir nevi maskotu olan engelli ama hayat dolu bir isim olan Yasin Sarıkaya’nın ölüm haberini. Birkaç kez kendisi ile karşılaşmıştım Yasin’le.

Manşet Şerif Ali 2024 04 23T003417.703

Hatta en son AK Parti Manavgat Belediye Başkan Adayı Prof. Dr. Süleyman Okudan’ın engellilerle ilgili projesi için yapılan tanıtım videosunda da bir rol almıştı. Onun yaptığı siyaset değil engellilerin sesini duyurmaktı.

İnanın garip bir şekilde dünyaya gelen ve gariban hayatını 24 yıla sığdırabilmiş gönül adamı göçüp gitmiş bu dünyadan. Tıpkı Yunus Emre’nin dizelerindeki gibi.

Çok üzüldüm. Allah rahmet eylesin. Sevenlerine ve ailesine sabır diliyorum.