Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Devlet Bahçeli, dünkü grup toplantısında siyasetteki yumuşama tartışmalarını ele aldı.

Bilge lider, çok doğru sorularla konuya yaklaşarak genel bir eleştirel çerçeve oluşturdu:

Bir şeyin normalleşmesi için evvelemirde anormalliğinin kabulü müttefiken sağlanmalıdır.

Hâlbuki Türkiye’de anormal bir şey yoktur.

Kaldı ki, siyaset ve yönetimde istikrarın hâkim olduğu, hukukun üstünlüğüyle ilgili yasal ve anayasal hükümlerin havi bulunduğu ülkemizde normal olmayan sadece siyasi tellallar, istismar tellakları, inkâr ve ihanet taraflarıdır.

Yumuşamadan bahis açılıyorsa, böyle bir şeye ihtiyaç hissediliyorsa, ilk önce neyin sert, nelerin sertlik ihtiva ettiği açıklığa kavuşmalıdır.

Elbette kutuplaşalım ve kavgaya tutuşalım demiyoruz.

Elbette tokalaşmak varken, yumruklarımızı sıkalım da demiyoruz.

Fakat normalleşme ve yumuşama kelimelerini her meselenin başına iliştirip milli haklarımızdan, milli varlığımızdan, milli kimliğimizden, egemen çıkarlarımızdan, Türk ve Türkiye yüzyılı hedeflerimizden ödün isteniyorsa, hiç kimse boşuna çabalamasın, bizim böylesi uçuk kaçık ve garabet yumuşamaya karnımız tok, yüzümüz de dönüktür.

Normalleşmesi, milli ve ahlaki normlara uyması gereken muhalefet partileridir.

Acemi nalbant gibi kâh nalına, kâh mıhına vuran Özgür Bey’in bu gerçeği anlaması samimi dileğimdir.

Acıkan yanağından, susayan dudağından, yumuşayan da durgunluğundan belli olur.

Özgür Bey’in durgun olup olmadığını bilmiyorum, ama yumuşama için önce DEM korkusuyla yüzleşmesini, Türk milleti ve Türkiye ortak paydasında adam gibi duruş göstermesini kendisine tavsiye ediyorum.

Saçma sapan sorularla, abuk sabuk iddialarla, seviyesiz ve ölçüsüz ifadelerle bizim geri adım atacağımızı falan düşünüyorsa, yanıldığını, yanlışa kapıldığını, çürük tahtaya küflü çivi çakmakla meşgul olduğunu bir gün mutlaka anlayacaktır.

Terörist Demirtaş’ı savunanların bize normalleşme cakası satması, 6-8 Ekim ihanetini arkalamaya çalışanların yumuşama masalı anlatması, kümese girip tavuk haklarını savunacağım diyen tilki kadar inandırıcı ve kayda değerdir.

Normalleşme ve yumuşamayı, bilhassa Cumhur İttifakı’nın süngü düşürüp mücadelesine sünger çekmesi temelinde planlayanlar bir an olsun unutmasın ki, ak koyunun kara kuzusu da olur, akıllı bildiğini söylemez, ahmak söylediğini bilemez.

Bin bilsek de söyleyeceğimiz birdir.

Buna karşılık kimin ne söylediğini, hangi maksatla söylediğini, stratejik, taktik ve psikolojik üstünlüğü elde etmek için kılıktan kılığa nasıl girebildiğini tefrik ve tefsir edecek tecrübeye Allah’a şükürler olsun ki sahibiz.

Biz akşama karşı gitmeyiz, tana karşı yatmayız.

Hem terör örgütüyle aynı kareye girip sarmaş dolaş olmanın, hem de kalkıp yumuşamadan ve normalleşmeden bahsetmenin inandırıcı bir yanı yoktur.

Deyim yerindeyse, arpa ekip buğday biçmenin peşine düşenlerin asıl niyetlerini gayet iyi biliyoruz.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın duruşu bellidir.

Hiçbir tezgâh, hiçbir kumpas, hiçbir telkin ve algı düzeneği Türkiye’ye ve Türk milletine hizmet kararlılığımızı, Cumhur İttifakı olarak yürüyüşümüzü sekteye uğratamayacak.

31 Mart’tan sonra biti kanlananları uyarıyorum, dikkat etsinler, bitli baklanın bizim pazarda alıcısı yoktur.

Cumhur İttifakı Türkiye’yi yükseltmeye, küresel ve bölgesel marka değerini güçlendirmeye, bu aziz millet için her feragati göstermeye sonuna kadar devam edecektir.

Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi güvencedir.

Milli güvenliğimizi tehdit edenlerin bu gerçeği itiraf ve ifadeleri mümkün değildir.

Sosyal medya yalanlarına, sokak dedikodularına, casusların düzmece ithamlarına bel bağlayan siyaset meddahlarının rüzgârlı havada yanıp yanıp sönen mum gibi nasıl da eriyip gideceklerini yakında herkes görecektir.

***

Bu köşeden 4 Mayıs 2024 tarihinde yayınladığım ‘Yumuşama’ başlıklı makalede şöyle demiştim:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘siyasetin buna ihtiyacı var’ diyor peki, toplumun buna ihtiyacı var mı?

Toplum terörle iş birliği halinde gördüğü tarafları nasıl hoş karşılayacak?

Yahut toplum böyle bir değişimine hazır mı?”

Erdoğan-Özel görüşmesi sonrası gündeme gelen yumuşama kavramı, üzerinden 1 ay geçmeden bir değişime vesile olamayacağını gösterdi.

Başlıkta sorduğumuz soruya cevaben Türkiye’de anormal olan CHP’nin kuruluş ilke ve felsefesinden çok uzağa sürüklenmesi ve terörün siyasi uzantılarıyla iş birliğini benimsemesidir.

Her koşulda terörün karşısında olanlara saygıyla.