Bugün sizlere bir hikâye, ilgililerine de ders niteliğinde olacak bir konuyu ele alacağım. Ecdadımızdan gelenek bize miras kalan VAKIF MALLARI! Çok hassas konu. Ancak konuya girmeden önce benimle ilgili bir iddiaya açıklık getireyim. Geçen haftalarda Antalya Vakıflar Bölge Müdürü Nurullah Pervaneli’yi eleştiren içinde hakaret olmayan 3 yazı kaleme aldım.

Birincisi Tarihi Saat Kulesi’ndeki bayrak direği meselesi. İkincisi Vakıf Katılım’dan istediği sıfır makam aracı. Üçüncüsü ise Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek başta olmak bazı bürokratları ziyaretinde hediye ettiği Atatürk portresinin çerçeve parası!

Bir gazeteci olarak merak ettiğim ve kamuoyunu aydınlatmak için yazdığım yazılar bunlar. Ama Pervaneli hazretleri yazdıklarıma açıklık getireceği yerde başka yolları tercih etmiş. Hani derler ya, “En iyi savunma saldırıdır” diye. O da öyle yapmış. Kestirme yolu seçmiş.

Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere ile karşılaşmasında “Bu adam senin basın danışmanın. Sustur bunu” demiş. Başkan Dere ise, “Keşke senin değin gibi olsa. Ama adam 34 yıldır bu memlekette. Genelde gazete yöneticiliği yaptı. Danışmanlık yaptığını hiç duymadım. Sorunun varsa git kendisi ile görüş” cevabı vermiş.

Evet, Pervaneli Efendi. Başkan Adlıhan Dere gerekli cevabı vermiş sana. Ama ben de birkaç kelam edeyim. Önce sen bu memlekete geleli şunun şurasında 21 ay olmuş. Bense bu memlekette gazetecilik yapmaya başlayalı 34, mesleğe başlayalı 44 yıl olmuş. Acaba sen bu kadar kısa sürede nasıl oldu da Antalya’da kim kimdir öğrenebildin ki?

Bak efendi! Ben mesleğim dışında başka bir işle asla uğraşmadım ve başka bir yola yeltenmedim. Açıkçası işimin profesyoneliyim. Senin gibi ağzını sağda solda sallayan değil, az konuşup çok icraat yapan birisiyim. Merak ediyorsan o çakma gazeteci çevrene bir sor.

Bak Nurullah Efendi; sen benimle uğraşacağın yerde önce kendi asli işini yap. Sorulara cevap ver, yetim malını yiyenlerin elini kes! Seni bu göreve getirenleri mahcup etme. Mesela gazeteci görünümlü tüccarlara vakıf mallarının nasıl kiraya verildiğini bir araştır.

Örneğin ÜNSAL MAHALLESİ’NDEKİ konutlar! VAKIF KONUTUNU KİRALAYIP, ardından ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARA KİRALAYAN kim önce sen onu bul.

Gel bakalım. VAKIF MALI neymiş, el uzatmak neymiş, haram mıymış? Hadislere göre vakıf malını satmak, satın almak caiz değil. Devlete ait vakıf malı kiraya verilecekse rayiç bedel üzerinden verilirmiş.

Yetim malı ile vakıf ve devlet mallarının kiraya verilmesinde, bunların yönetimini elinde bulunduran kişilerin duyarlı olmaları gerekiyormuş. Rayiç bedelin altında olan kiralamalarda, tarafların herhalde manevi sorumlulukları da olurmuş.

Bu duruma göre, en küçük memurundan, devlet başkanına kadar her görevlinin, topluma ait malların alım, satım ve kiralamalarında duyarlı ve adil davranmaları gerekiyor. Ben anladım da Nurullah Pervaneli anladı mı bilemem!

Anlamadıysa bir kez daha söyleyeyim; Sen beni bırak. Önce VAKIF MALINA EL UZATAN ÇARÇUR EDEN GAZETECİ GÖRÜNÜMLÜ TÜCCARLARA BAK.

Şimdi kalkıp, “Bu işlem benden önce olmuş, önceden HİDAYET’E ermiş” dersen ben de sana, “Devlette devamlılık esastır. Bul, çıkar, faturasını kes” derim.

Yoksa ne sizler ne de o el uzatanlar İFLAH OLAMAZSINIZ!

---------------

BU NEYİN ŞOVU ARKADAŞ?

UKOME tarafından 1000 adet C PLAKA daha ihale edildi. Bir önceki ihaledeki muhammen bedelden yüzde 245 artış yapılarak. Önceki ihale çok tartışıldı ve tartışılmaya da namzet gibi.

Geçen temmuz ayındaki ihalede 990 plaka neredeyse kapanın elinde kalmış en fazla 600 bin liraya alıcı bulmuştu. Fiyat düşük olunca 200 adet bile alan firmalar oldu. Bu ayrı bir garabet!

Ancak son yapılan ihale bir önceki kadar ilgi görmemiş. 84 kişi 317 plaka başvurusu yapmış. Muhammen bedel 1 milyon 650 bin lira olmasına rağmen en fazla teklif 1 milyon 700 bin lira olmuş.

Yani bu ikinci ihaleye fiyat artışı nedeniyle zor günler geçiren esnaf rağbet göstermemiş. Çünkü atı alan Üsküdar’ı geçmiş. Parası olan TEKELLEŞMİŞ, olmayan ezilmeye mahkum edilmiş.

Buna rağmen Servisçiler Odası Başkanı Süleyman Şahin, ihaleye katılamayan esnafın derdine nasıl derman olacağını düşünmek yerine köküne kibrit suyu dökülenler için video çektirip paylaşmış.

Vallahi pes billahi pes.