Bir süre önce hem bu satırlardan hem de LİDER GAZETESİ sayfalarında BALLI C PLAKA İHALESİ konusunu okumuştunuz. Benim dışında bazı internet siteleri de olayı gündeme getirdi.
Ben ihalenin yapılış şeklini eleştirdim. Bana göre yanlış olan taraflarını anlattım. İhaleye katılıp sayısı 200’leri geçen C PLAKA alan firmaları yazdım. Hem de seri olanlarından. Bir sürü firma vardı içlerinde. Ancak ZEM ZEM Tur’un 217 seri plaka almasının düşündürücü ve TEKELLEŞME oluşturabileceğini ifade etmiştim.
Bunun yanında ihalede 575-610 bin lira arasında değişen fiyatlarla alınan C PLAKALARIN piyasada 3-5 milyon liraya alıcı bulduğunu anlatmıştım. Bunun da bir RANT olduğunu vurgulamıştım. İhaleyle ilgili bazı dikkat çekici konuları da o yazımda dile getirmiştim.
O kadar kişi içinde bir tek üzerine alınan ZEM ZEM Tur’un sahibi Ayhan Yıldırım olmuş. Kendisi Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Üyesi ve aynı zamanda 35. Meslek Komitesi Başkanı! ATSO’nun 24 Aralık’ta yılın son meclis toplantısında konuya sözde açıklık getirmiş. Yaklaşık 8 dakika süren konuşmasının başında gazetecilere kalemşor suçlaması yapmış.
Öncelikle ‘YARASI OLAN GOCUNUR’ atasözünden yola çıkalım ve Ayhan Yıldırım’ın konuşmasından bazı satırları verelim. Hakkı geçmesin zat-ı muhteremin.
Ayhan efendi konuşmasının başında, “Bazı insanlar kendilerini gazeteci kalemşor olduklarını düşünüyorlar ama Antalya Ticaret Odasına önce bir gelsinler görsünler. Buradaki edebi adabı, yönetimi, kuralları ve kaideleri öğrensinler. Ona göre yazsınlar” ifadesi ile başlamış.
Bak hele şuna. Adam servisçiliği bırakmış bir de gazetecilik uzmanı olmuş ve bizlere ders vermeye kalkışmış. Neyse. “Kötü söz sahibine aittir” derler ya biz adabımızı bozmayalım adamlık bizde kalsın.
Devamında ise, “Biliyorsunuz hemen hemen bütün meclislerde gündeme getirdim. C plakası serüvenimiz vardı. C plakası ihalesinden 2022 yılında ben 77 tane, 2023 ihalesinde 50 tane almışım. En son yapılan 2024 Temmuz ayı ya da Ağustos ayı olabilir. Ben tam olarak hatırlamıyorum da. 220 tane plaka aldım. Ben bu işin bu sektörün bir temsilcisiyim, araçlarımın ihtiyacı olan plakayı almış bulunmaktayım. Yani fırıncının alması mı gerekiyordu ya da kasabın alması mı gerekiyordu? Ben bir anlam veremedim.”
Yahu zaten “sen niye plaka aldın” diyen yok. Sadece senin aldığın C PLAKA sayısının 220 ve SERİ olması, ihalenin sistemi kafaları karıştırdı. Onu anlatmaya çalıştık. Hoş ne kadar anlatılırsa anlatılsın herkes anladığını ve anlamak istediğini kadarını anlarmış.
Ayhan efendi, “Bu yazan gazeteci arkadaş bazen bir başka basın mensubu arkadaşları da eleştiriyor. Ve diyor ki neyi yazdınız, neyi savunuyorsunuz? İşin sektörün sahiplerinin işin içinde olması gerekiyor mu? Yoksa bir başkasının üç kuruş cebine koyup da bize bu şekilde hitapta yazan gazeteciye gazeteci deniyor” ifadelerini kullanıyor.
Hoppala. Gazetecilik dersi veren Ayhan efendi bu kez de ağır bir ithamda bulunuyor. Benim cebime maaşım dışında 3-5 kuruş para konup adıma gazeteci dendiğini ispat etmek sana düşüyor. Edemezsen adın servisçi değil, müfteri olur.
Beyim; ortada gördüğümüz bize göre yanlış olan ve etik bulmadığımız bir olay varsa babamızın oğlu olsa bile yazmakla mükellefiz. Sana mı soracaktık kimi yazıp yazmayacağımızı?
Ayhan efendi, temmuz ayında yapılan ihale öncesi ATSO ve doğal olarak 35. Meslek Komitesi’nden fiyat teklifi alınmadığını, Servisçiler Odasından alındığını iddia ediyor. Bu teklif alındığını söyleyen UKOME’nin en yetkili ismi. Yoksa ATSO yazılı açıklama yapsın.
İkinci ihale de ise teklif alındığını ancak o tarihe cenaze nedeniyle şehir dışında olduğunu söylüyor. Başınız sağ olsun. Ama o teklif UKOME yetkilisine göre alınırken sizin de itiraf ettiğiniz gibi sosyal medyadan yapılan araştırma sonunda fiyat belirlenmiş.
Vallahi işin ehli olanlar da sosyal medyadan araştırmışlar ve 6 ayda bu kadar artış olacak bir durumu görememişler. Taki ilk ihaleden sonra plaka değerinin 3-5 milyona çıkmasına kadar.
“Yani son yapılan ihalede 317 satılan plakanın içinde gene 10 tane plaka almış bulunmaktayım. Ben bu işi yaptığım için plaka alıyorum. Sayın başkanım üç yıl satılmayacak şerhi olan bir ürün alıyorsunuz buna rant deniliyor” diyor zat-ı muhterem.
Evet haklısınız yeni aldığınız plakaları 3 ay içinde araca takmanız zorunlu ve 3 yıl da satamayacaksınız. Amma eski plakalarınızın artan değeri ne olacak? İşte mesele burada.
Şimdi bu noktada fotoğrafa baktığımız zaman Antalya’da en çok C PLAKASI olan kim? Ben mi, kalemşor diye suçlanan gazeteciler mi? Yoksa ZEM ZEM Tur’un Sahibi olarak siz mi?
İşte hal böyle olunca C PLAKASI olmayan servis taşımacılığı yapamayacağına göre siz TEKELLEŞMİŞ olmuyormusunuz? Meselenin esbab-ı mucibesi burada. Yoksa senin plakalarında gözümüz yok.
Allah daha çok versin. Ama azıcıkta diğer esnafa verse daha iyi olmaz mı? Bilmem anlatabildim mi servisçi Ayhan efendi?
Bir çift sözde ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk ve ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman’a gelsin:
Siz bu KALEMŞOR lafı için en azından ‘GERİ AL-ÖZÜR DİLE’ gibisinden müdahalede bulunabilirdiniz. Bravo size de. Sessizce dinlemişsiniz. Demek ki yarın öbür gün o suçlanan gazetecilere siz de aynı gözle bakacaksınız.