ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı desteklemek için Kongre'ye 100 milyar dolarlık ‘acil bütçe’ talebinde bulunacağını duyurdu.

Oval Ofis'te Ulusa Sesleniş konuşması yapan Biden bütçe için “Bu akıllı bir yatırım. Nesiller boyunca Amerikan güvenliğine kar sağlayacak” dedi.

Bidonun bu sözlerinden anlıyoruz ki medeni ve modern insanın yatırımları için güvenli liman, savaş!

Masumlar ölmüş kimin umurunda! Yeter ki güvenliği Orta Doğu’dan başlayan ABD huzurda kalsın…

***

Geçen akşam Mısırlı komedyen Bassem Youssef’un bir İngiliz kanalındaki açıklamalarına denk geldim.

İsrail’e ve Batı medyasına yönelik yüksek zekâ ürünü ironisinde Youssef, İsrail’i çok iyi tanımlıyor.

“İsrail her zaman mağdur rolü oynuyor ancak ben, kendisini ezenleri 7/24 bombalayan bir mağdurla daha önce karşılaşmadım. İsrail, onların kurban olduğuna inanmanızı istiyor. İsrail'le uğraşmak çok zor, narsist bir psikopatla bir ilişki içinde olmak gibi. Seni mahvediyor ve bunun senin hatan olduğunu düşünmeni sağlıyor.”

Bir komedyenin ortaya koyduğu karakteri, Batı ülkelerinde sözüm ona özgürlük ve demokrasi savunucusu hiçbir siyasinin sergileyememesi ne acı!

Bırakın böyle bir karakter ortaya koymayı onlar kalkıp bir de ‘İsrail’in kendini savunma hakkından’ bahsediyor. 21’inci yüzyıl insanının utanç kaynağı açıklamalarıyla…

***

Ne varsa yine Türkiye’de var!

TBMM’nin ortak metni takdiri hak ediyor.

Yine ülkemizdeki siyasi liderlerin İsrail terörüne karşı çıkışı cesaret veriyor.

Tabi devletimiz adına referans noktamız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarıdır. Onun genel vaziyeti resmeden ve uluslararası kamuoyunu harekete geçmeye çağıran ifadeleri, sorunun çözümü adına doğru rotayı çizmektedir.

Onu daha taşkın ve öfkeli çıkışlara davet etmek, sorunun çözümüne hiçbir fayda sağlamayacaktır.

***

Türkiye’de bu konuda dertlenen kişilerin geliştirmesi gereken esaslı tutum, samimiyettir.

İsrail’i protesto etmek için eyleme kalkışıp Türk Polisi’ni taşlamak, ‘Mehmetçik Gazze’ye sloganları atarken biber gazına dayanamayıp bayılmak, muhakeme yoksunluğunun göstergesi değil de nedir?

Evet, elbette ki İsrail’i protesto etmeliyiz. Ama bu, yapmacık bir hüzün veya tarafgir bir istismara eğilmeden hakikati ifade ederek elinden gelen neyse onu yaparak olmalıdır.

Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, işte tam da bu nokta yine örnek oldu.  

Ülkemizde sivil alanın en güçlü liderlerinden biri konumunda bulunan Bayraktar, sosyal medya hesabından şu mesajı paylaştı:

“Gazze'de insanlık tarihinin en ağır dramlarından biri yaşanıyor.

İsrail, kadın, çocuk demeden masum sivilleri katlediyor.

Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri bombalayarak savaş suçu işliyor.

Kimliğini soykırımla mücadele etmeye borçlu olanlar, bugün soykırıma başvurarak hak iddia ediyor.

Uluslararası kamuoyunun harekete geçmesi, barışın ve adaletin acilen tesis edilmesi gerekiyor.

BAYKAR olarak Gazze halkı için 280 milyon liralık insani yardım yapmaya hazırız.

Tüm insanlığı Gazze’de yaşanan katliamların durdurulması için harekete geçmeye davet ediyoruz.

Sessiz kalmak bu katliamlara ortak olmaktır.”

***

Savaşa yatırım yapan Batı vahşiliği karşısında insanlığa yatırım yapan bir Türk şirketinin varlığından gurur duymayalım mı?

Her insani drama sorumluluk ilkesiyle yaklaşan ve ölçeğine göre adımlar atan Bayraktarlar, toplumun büyük bir kesimi için rol model konumundadır.

Dileriz Baykar’ın duruşu diğer şirketlerimizce de örnek alınır.

Onlar da ölüme değil yaşama, kötülüğe değil iyiliğe yatırım yapar…

Saygılarımla…