Yeni yılınız kutlu olsun.

Her yılın ilk günü dostlarımıza, arkadaşlarımıza, aile efradına güzel temenniler ve iyi niyetlerle dualar ederek başlar "Nice Yıllara" diye tebriklerimizi sunarız.

Yılbaşını kutlamak yerleşti artık.

Adet olmuş.

Gelenek olmuş durumda.

Hristiyanlığınmış...

Gavur adetiymiş...

Bize ait değilmiş...

Kim ne derse desin, milyonlarca Türk insanı artık yılbaşını kutluyor.

Yiyor, içiyor, oynuyor, eğleniyor.

Keyif çatıyor.

Bunları bir kenara bırakıp gerçeklere baktığımızda önümüzdeki yıl değil, bundan sonraki yılların hiçte güzel yıllar olmayacağı görünüyor.

"Sağlıkla nice yıllara" desek de...

"Sevdiklerinizle nice yıllara" dense de...

"Nice mutlu yıllara" temenni edilse de...

"Huzur ve saadetlerle geçen nice yıllara" dilekleri sunulsa da hiç öyle olmadığını yaşayarak görüyoruz.

Savaşlar bitmiyor.

Katliamlar son bulmuyor.

Soykırım durmuyor.

Terör devam ediyor.

Açlık, sefalet diz boyu.

İnsanlık ders almıyor.

Yıllar boyu husumetler sürüyor.

Güçlü olan ezmeye devam ediyor.

Var olma savaşı verenler durmuyor.

Direniyor.

Destek bekliyor.

Güç topluyor.

Yeni yıl girmiş, Filistin'in umurunda mı?

Her gün öldürülüyorlar.

Yemen kan ağlıyor.

Her gün açlıktan ölüyorlar.

Yeni yıla girme gecesi, dünya gerçekleri umurunda olmayanların gecesi oluyor.

Tuzu kuru olanların yeni yıla girme hevesleri var.

Normaldir.

Herkes kendine göre.

Dileğim, hiç olmazsa bu yıl artık savaşlar bitsin.

Öldürmeler son bulsun.

İnsanlık insan olduğunu anlasın.

Her şeye rağmen umutlarımız yeşersin.

Dualarımız kabul olsun.

Gerçek anlamda yeni yılımız kutlu olsun.

Herkes sağlıklı, mutlu, huzurlu olsun.

İki bin yirmi dört yılı, inşallah gönlümüzce olsun.