Genelde böyle yazıların başlıklarında ‘denklem’ ifadesi kullanılır. Çünkü kelimenin matematiksel anlamı ile siyasi pratiğin örtüştüğü düşünülür.
Bu varsayım, genel manzaranın bir ‘problem’ olarak ele alınmasını haliyle her ‘bilinmeyenin’ bir şekilde sembolleştirilmesini ortaya koyar.
Oluşan denkleme, çözüm/sonuç sunsa da sunmasa da çoğu zaman mantıksal bir izahla anlam yüklenebilir. Ve seçimi kazanan denklem, her daim kaybedenden daha fazla çözüm/sonuç vaat eder görülür.
İşte 14 Mayıs’ta bu denklemleri ilginç örnekleriyle gördük. Muhalefette politik denklem yaklaşımının ‘kurgusal mantığı’ paradigma iflasıyla; iktidarda ise ‘hayırlı netice’ ile sonuçlandı.
Muhalefette bir kesim (CHP), sonuca geçerli gerekçelerle anlam ararken kurgu ortağı bir kesim (İYİ Parti ve diğerleri) ise sonucun iyicene ifşa ettiği çatışmanın aktörü haline dönüştü; ciddiyetini yitirdi.
Bugün yeni denklem kurguları veya senaryolarının konuşulduğu muhalif mahalle bir kenara Mart 2024’e doğru en merak edilen Cumhur İttifakı’nın denklemi…
Zira İstanbul’da İmamoğlu veya Ankara’da Yavaş’tan çok rakiplerinin kim olacağı sorusu yanıt arıyor…
Biliyoruz ki genel seçimler ile yerel seçimlerin bilinmeyenleri birbirinden farklı ve dolayısıyla sembolleri de denklemi de değişkenlik gösterebilir.
Genel seçimlere ayrı listelerle giren Cumhur İttifakı’nın iki büyük aktörünün yerelde ortak adaylarla hareket olasılığı yüksek ritmini koruyor.
Bilhassa İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ‘seçimlere ayrı ayrı’ girelim çağrısına MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin verdiği ‘bizim nazarımızda ciddiye alınacak bir tarafı yoktur’ cevabı yukarıdaki çıkarıma dayanak sayılabilir.
Bu politik genel çerçeveden Bursa’yı odağa alırsak göreceğimiz manzara, bir denklemden çok algoritma şeklini alır.
Çünkü Bursa’da görünen, diğer büyükşehirlerin aksine Cumhur İttifakı açısından çok bilinmeyenli bir durumda değil.
Özellikle İstanbul ve Ankara başta olmak üzere İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Adana, Mersin, Hatay gibi idaresinde olmayan büyükşehirlerde Cumhur İttifakı’nın sonuç getirecek yeni bir denkleme ihtiyacı var.
Bursa içinse iyi bir algoritmaya… Bu açından ilk soruya verilen cevabın doğru olması ve ilk düğmenin doğru iliklenmesi gerek.
Peki, bu süreçte ilk soru ne?
Tabi ki büyükşehir belediye başkanlığına kim aday gösterilecek?
Biliyoruz ki bu soruya yanlış cevap verildiğinde özellikle kentteki belediyeler arasında uyumu yakalamak ya mümkün olmuyor ya da uyum zorlama kalıyor.
Sadece belediyeler arasında değil ilk soruya bulunan cevabın, kent dinamikleriyle de uyumu önem arz ediyor. Fakat burada uyumun rant paylaşımında mı yoksa kamunun ortak menfaatlerinde mi sağlandığını ayrıştırmak elzemdir. Çünkü bazen ranta sokulan çomak, istenmeyen adam ilanıyla sonuçlanabiliyor. Elbette kimin istemediği önemli… Ama ondan daha önemlisi neden istemediği ve kimi istediği! Görünürde mantıksal izahı olan bir cevap yok.
Öte yandan Cumhur İttifakı’nın bu dönem Bursa’da diğer sorulara da ilk cevaba uyumlu yanıtlar bulması şart.
Cumhur İttifakı’nın bütünlük yaklaşımını kentlerde de uygulaması, bireysel ve keyfi eğilimlere taviz vermeyen yerel disiplini tesis etmesi şart.
Herkesin ayrı telden çaldığı bir kaostan ziyade belediyecilik deneyimini ortaya koymuş şefin etrafında kurulu bir orkestra kurgusu sağlanmalı.
Esasen Bursa’ya bakıldığında sonuç üreten bir algoritma kurmak zor değil. Kural ve kaidelere uygun birkaç dokunuşla 5 yıl daha uyumlu ve ekip olarak çalışacak liste çıkarılabilir.
Saygıyla…