Bursa Deniz Otobüsleri İşletmesi (BUDO), ilk seferine çıktığında tarih 23 Ocak 2013’tü.

O tarihlerde İDO özelleşmiş, yeni tarife ve sefer değişiklikleri vatandaşı çileden çıkarmıştı.

Dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, hızlı aksiyon almış ve Burulaş bünyesinde BUDO’yu hayata geçirmişti. -Hakkını teslim edelim, eğrisiyle doğrusuyla Altepe icraatçı bir başkandı.-

İlk sefer, Hüdavendigar adı verilen deniz otobüsle başladı.

Hüdavendigar, Norveç’ten alınmıştı! Brüt tonajı 422 tondu.

1928 yılından bu yana gemi yapan Norveçli Fjellstrand şirketi tarafından 1997’de yapımı tamamlanan geminin ilk adı ‘Özgürlük Meleği’ idi.

2007’ye kadar adı önce ‘harbourlynx’ sonra da ‘Island Sealink’ oldu.

2010 yılına kadar ‘Flying Viking’ adı verilen gemi 2012’ye kadar ‘Aran Princess’ adı ile seyir aldı.

Viking sularından Marmara’ya geldiğinde adı Hüdavendigar oldu.

***

BUDO filosunun bir başka gemisi de Nilüfer Hatun’du.

İtalya’dan alınmıştı. Brüt tonajı 523 tondu.

1992 yapımı idi ki bu gemiyi de aynı Norveçli firma inşa etmişti.

93’e kadar geminin ilk adı ‘Soloven’ idi.

96’ya ‘Sobjornen’, 2002’ye ‘Sjobjornen’, 2005’e ‘Snav Orion’, 2013’e kadar da ‘Ferdinando M’ idi.

***

Bir başkası ise Conkbayırı adlı gemiydi. Brüt 477 tondu.

GESTAŞ’tan kiralık gemi de aynı Norveçli firma tarafından 1994 yılında üretilmişti.

İlk adı ‘Vargoy’ olan gemi 2008’e kadar ‘Seaplane’ adıyla seyir aldı.

Conkbayırı, BUDO filosuna ‘Yıldırım Beyazıd’ın katılımıyla kiralandığı şirkete iade edildi.

***

Yıldırım Beyazıd, Yunanistan’dan alınmıştı.

Norveçli Fjellstrand tarafından 1993’te yapılan geminin ilk adı ‘Universal Mk V’ idi.

2004’e kadar ‘Bridge 1’, 2007’ye kadar ‘Sapphire Express’ ve ‘Flying Viking Li’, 2009’a kadar yeniden ‘Sapphire Express’ ve 2013’e kadar ‘San Marco’ adıyla hizmet verdi.

Brüt 480 tonluk gemi daha önce kazaya ve yangına uğramamıştı.

BUDO’nun filosundaki 30 yaş ve üzeri gemilerinde geride kalan 12 yılda benzer bir olay yaşanmamıştı. Ta ki geçen güne kadar!

***

6 Nisan Pazar akşamı Yıldırım Beyazıd, sefer halindeyken makine dairesinde yangın çıktı.

Büyükşehir’den yapılan açıklamada “…geminin makinelerinden birinde yaşanan teknik zorlanma sonucu makine dairesinde küçük çaplı bir yangın meydana gelmiştir” denilse de yolcular açısından yangın pek de küçük sayılmazdı.

Zira yangın nedeniyle içeriye dolan duman yolcular arasında paniğe neden oldu. Gemi personeli, yaşanan telaşı sakinleştirmede başarılı olamadı.

Güç bela limana yanaşan ve can pazarının yaşandığı gemiden 5 kişi hastaneye kaldırıldı. Kimsenin hayatını kaybetmemesi tek tesellimiz olsa da ihmal şüphesinin ardı bırakılmamalı!

Ki ihmal ihtimali de yüksek görünüyor. Limanda çok sayıda (6) itfaiye aracı ve ambulans hazır bulunuyordu. Küçük çaplı yangın için alınan önlem gereğinden fazla gibi duruyordu. Hangisi doğru? Yangın küçük çaplı ise onca tanker ve itfaiye aracına ne gerek vardı?

***

 Büyükşehir açıklamasının devamında şöyle deniyordu:

“Yangına, gemi personelimiz tarafından anında müdahale edilerek kontrol altına alınmıştır. Olayın ardından gemi, yalnızca bir makine ile, dalga boyunun 3 metreyi bulduğu olumsuz hava koşullarında Mudanya İskelesi’ne güvenli bir şekilde yanaştırılmıştır. Tüm yolcularımız sağlıklı bir biçimde tahliye edilmiştir. Yaşanan bu olayla ilgili detaylı teknik inceleme başlatılmış olup, deniz ulaşımında güvenliğin en üst düzeyde sağlanması için gerekli tüm tedbirler kararlılıkla uygulanmaya devam edilecektir.”

Denizde dalga boyunu ölçebiliyoruz ama makinelerdeki ‘teknik zorlanmayı’ bilemiyoruz!

Teknik zorlanma da ne demekse!

Olayın mağduru ‘Ertuğrul’ kullanıcı adlı bir vatandaş, sosyal medya platformu X üzerinden Büyükşehir’in yaptığı açıklamaya şu yanıtı vermiş:

“Bilet fiyatlarına zamlar yapılırken bizlere daha iyi ve kaliteli hizmet sunacağınızı vaat etmiştiniz. Bu mu kaliteli güvenli yolculuk. Daha yolculuğun başlarında teknik bir arıza olduğu anons edildi, bu şekilde devam etmesi doğru mudur?”

Vatandaşın son derece haklı sorusuna Burulaş tarafından şu yanıt verilmiş:

“Eminönü iskelesinden saat 17:00’de hareket eden gemi, hareket ettikten sonra makinelerden birinde su kaçağı tespit edilmiştir. Kaptanımız su kaçağını onarmak adına deniz otobüsünün yönünü, denizin daha sakin olduğu Yeşilköy açıklarına çevirmiştir. Su kaçağı onarılmış, yolcularımıza ise ‘teknik bir arızadan dolayı Mudanya iskelesine 20 dakika gecikmeli varacağız’ anonsu yapılmıştır.”

***

Yani sefere başladığında gemi arıza vermiş. Kıyıya yakın noktada iken hemen o anda neden tahliye gerçekleştirilmedi?

İnsan hayatı ile kumar oynarcasına risk ve tehlikeyi göz ardı edip yola devam etmek kimin kararıydı?

Burulaş tarafından vatandaşa verilen yanıt yangının nedenini söylüyor. Peki, Büyükşehir neyin teknik incelemesini başlatıyor?

Motorda arıza olduğu İstanbul’dan çıkarken biliniyordu! O arızaya rağmen yola devam edilmesinin sorgulanması gerekmiyor mu?

İfade etmek gerekir ki bu olay sayesinde Burulaş’ın bu konulara pek de hazırlıklı olmadığını ve bir acil durum planının bulunmadığı anlaşılıyor.

Düşünün gemide panik yaşanıyor ve can yeleklerini çıkarsın diye bir vatandaşa bıçak veriliyor!

Herhalde sonrasında da can yelekli vatandaşları denizden kurtarsın diye kürek verilecekti!

Büyükşehir’in başlattığı teknik incelemeyi bilmem ama bu olayın ‘kamu davası’ sayılması ve mağdur vatandaşların benzer bir olay yaşanmasın diye şikayetçi olması gerek…

Bakmayın olayın yerel medyada manşet olmadığına ama Bursa büyük bir facianın eşiğinden döndü…

Normalde her yönden günlerce konuşulması gereken bir konudur bu!

Kendi için değil kenti için çalışanlara saygıyla…