İnşaat sektörünün kent ve ülke ekonomisi için önemini yadsınamaz. İstihdam gücü kadar farklı sektörleri harekete geçirme rolüyle de inşaat, lokomotiftir.
Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar ile inşaat sektörü arasında birçok yönden neden-sonuç ilişkisi kurulabilir.
İnşaat tıpkı medya sektörü gibi ekonomik krizden ilk etkilenen ve en son çıkanlar arasındadır.Bilhassa işgücü açısından inşaatın bunalım dönemlerinde kaybettiği gücü toparlaması zaman alır.
Bu kısa özetten hareketle ‘müteahhitlik’ kurumunun da her ne kadar imajı tartışmalı olsa da ekonomik etkinliğin yanında sosyal etki gücü de bulunmaktadır.
Geçmişin ‘Laz müteahhit!’ gerçekliği bugünlerde ‘Kürt müteahhit!’ şeklinde tezahür ediyor olsa da sektörün sorunlarında bir değişim gözlenmiyor.
Özellikle hızlı olduğu dönemlerde sektörün imajına büyük hasarlar veren fırsatçılık temelli yaklaşımlar neyse ki içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar dolayısıyla ayıklandı ve gerçek işi bu olanlar kaldı.
Şimdilerde bazı sektör temsilcilerinin gerçek anlamıyla kılı kırk yaran bir hesaplama ile konut üretimi içerisinde olduğuna şahidiz.
Malzeme ve işçilik kalitesi kadar mevzuat ve yasal uyumluluk gözeten aynı zamanda ‘konut alıcısı açısından da maliyeti’ üstlenilebilir seviye tutan nadir firmalar var.
Vergiden kaçırmayan, malzemeden çalmayan, işçilikte titiz, mühendislik ve mimarlıkta hassas, mevzuat ve yasalara uygun çalışanları tebrik etmek gerekiyor.
Geçen akşam İMSİAD’ın iftarına davetli olarak katıldım. İMSİAD Başkanı Şeref Demir’in programdaki konuşmasında yer verdiği ifadeleri, girizgâhtaki çerçeveye referans niteliğindeydi:
“…Bizler sadece bina inşa etmiyoruz; aslında şehirlerimizin geleceğini inşa ediyoruz. Yaptığımız her konut, içinde yaşam sürecek insanlar için bir yuva, her işyeri ekonomiye katkı sunacak bir üretim alanı demektir. Dolayısıyla kaliteli, güvenli ve estetik yapılar inşa etmek, toplumumuza karşı en büyük sorumluluğumuzdur. Topluma güvenli yaşam alanları sunmak ve şehirlerimizin sağlıklı gelişimine katkıda bulunmak, müteahhitlik mesleğinin toplumsal bir görevi olarak görülmelidir. İMSİAD olarak biz, sosyal faydayı her zaman ön planda tutarak hareket etmeye gayret ediyoruz.Yaşanabilir ve güvenli şehirler oluşturmak için üzerimize düşen her göreve hazır olduğumuzu her platformda dile getiriyoruz. İnşa ettiğimiz yapılarda kaliteyi ve güvenliği tesis ederek, insanımıza huzur içinde oturabileceği yuvalar teslim etmek istiyoruz. Unutmamalıyız ki bizim ürettiğimiz her yapı, çocuklarımızın, torunlarımızın içinde büyüyeceği, anılarını biriktireceği mekânlar olacak. Bu bilinçle çalıştığımızda, müteahhitler olarak topluma hizmet eden insanlar olduğumuzu daha iyi anlarız.”
***
Öte yandan Başkan Şeref Demir’in kentsel dönüşüme yönelik mesajlarını da dikkatle okumak gerekir.
Başkan Demir,“Kentsel dönüşüm yalnızca inşaat sektörü için değil, toplumun tamamı için hayati bir güvenlik meselesidir. Çünkü biliyoruz ki yıkıcı olan deprem değil, depreme hazırlıksız yakalanmaktır. Geçtiğimiz yıllarda ülkece yaşadığımız büyük deprem felaketleri, güvenli ve sağlam yapılar inşa etmenin ne denli kritik olduğunu hepimize acı bir şekilde hatırlattı. Bursa özelinde de, uzmanlarımızın ifade ettiği gibi şehrimizin büyük bir bölümü birinci derece deprem bölgesinde ve mevcut yapı stokumuzun önemli bir kısmı risk taşıyor. Bu gerçekler ışığında kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırmak artık ertelenemez bir zorunluluktur” dedi.
Bursa’nın depremselliğine yönelik her kesimin farkındalığının üst düzeyde olduğunu hepimiz görüyoruz. Finansta tıkanıyoruz!
Başkan Demir, geçmişte yaptığı konuşmalarda defaten dile getirdiği gibi yine ‘yarısı bizden’ kampanyasına atıfta bulundu: “Elbette kentsel dönüşümün önünde ciddi engeller de bulunuyor. Ancak bu engelleri aşmak için umut verici adımlar atılmaya başlandı. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin son meclisinde emsal artırımı ile ilgili oybirliği ile alınan kararlar, devletimizin başlattığı ‘Yarısı Bizden’ kampanyası ve 6306 sayılı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki kanunda yapılan değişiklikler bunlara güzel birer örnek oluşturmaktadır.Riskli yapılarını yenilemek isteyen vatandaşlarımıza finansal destek sağlayan ‘Yarısı Bizden’ kampanyası kentsel dönüşümde vatandaşlarımızın yükünü hafifletmeyi amaçlıyor. Devlet, dönüşüm maliyetinin yarısını üstlenerek ciddi bir teşvik sunuyor. Biz İMSİAD olarak bu adımı memnuniyetle karşılıyoruz ve birçok ailenin bu sayede güvenli konutlara kavuşacağına inanıyoruz. Fakat İstanbul için yürürlükte olan bu kampanya maalesef henüz Bursa için uygulanmış değil. Temennimiz, nüfusla orantıladığımız zaman en az İstanbul kadar riskli yapı stoku bulunan ve bir o kadar da deprem riski taşıyan kentimizin bu kampanyadan bir an evvel faydalanması.”
Hemen her sektör temsilcisinin ifade ettiği ve Sayın Demir’in yetkili düzeyinde dile getirdiği bu kampanyanın Bursa’da da biran önce uygulanması gerekiyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın kampanyanın kapsamını İstanbul’dan çevreye yayması şart…
***
Sadece ‘devletten beklemek’ ile olmaz. Her şey devletten beklenmez. Vatandaş, ödevlerinin bilincinde olmalı. Ve lokomotif olanlar yön tayin etme vizyonu göstermeli.
İMSİAD Başkanı Şeref Demir’in şu sözleri bu bağlamda sektöre de işler düştüğünü göstermekte ve çağrı niteliği taşımaktadır:
“Elbette, böyle bir kampanyanın tek başına yeterli olması beklenemez; benzer destek mekanizmalarının çeşitlenmesi ve özel sektör ile finans kuruluşlarının da sürece daha aktif katılım sağlaması gerekiyor. Zirvemizde de vurgulandığı üzere, alternatif finansman modellerine yönelmemiz şart. Örneğin gayrimenkul yatırım fonları gibi araçlar veya kentsel dönüşüme özel uzun vadeli kredi mekanizmaları, dönüşüm projelerine sermaye akışı sağlayabilir. Kısacası finansman sorununu aşmak için kamunun, yerel yönetimlerin, bizlerin yani özel sektörün ve vatandaşlarımızın el ele vermesi gerekiyor. Herkesin elini taşın altına koyması gerekir ki kentsel dönüşüm seferberliği başarıya ulaşsın.”
Böylesi çalkantılı dönemlerde birlikte iş yapma kültürünü geliştirmeli ve daha büyük başarılar için daha büyük konsensüsler tesis edilmeli…
Bu anlamda da Bursa’da sektör federasyonlaşma yolunda bir adım attı ve İMSİFED kuruldu. Dilerim tabeladan ibaret kalmaz. Sivil toplumculuk görevlerini yerine getiren etkin bir yapı olur.
Çimentodan, demirden çalmayan müteahhitlere saygıyla…