Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, ‘BUSKİ’ gündemli medya toplantısındaki konuşmasının ilk dakikalarında şöyle diyor:
“Bizler, Büyükşehir Belediyesi olarak şeffaf bir anlayışa sahibiz. Her türlü bilgiyi paylaşma konusunda hassasiyetimiz var.”
Duy da inanma!
Yahu bu köşeden kaç defadır gündeme getiriyoruz! Maalesef Sayın Bozbey, ‘şeffaflık’ dediğinizin ‘Ş’si yok.
Madem ‘şeffaf’ anlayışa sahipsiniz, bir kez daha buradan aynı soruları yöneltiyorum:
“Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından emeklilere yönelik duyurulan ‘Yeni yıl öncesinde, ihtiyaç sahibi emekli hemşehrilerimize 2’şer bin TL destek sağlamaya başladık’ kampanyası kapsamında Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne kaç kişi başvurdu?
Kaç kişi bu destekten yararlandı?
Toplam ne kadar ödeme yapıldı?
'İhtiyaç sahibi' emekli hangi kriterlere göre belirlendi?
Destek yapılan emeklilerin ikametine göre dağılımı nasıl gerçekleşti?”
Buyurun yanıtlayın da‘her türlü bilgiyi paylaşma konusundaki hassasiyetinizi’ görelim.
Yalnızca bu sorular değil elbette başka konularda da ‘şeffaflık’ ilkesinin sözde kaldığına işaret eden örnekleri yazılarıma taşımıştım.
Okumak isteyenler için: https://www.liderbursa.com/seffaflik-nerede-sayin-bozbey-h88733.htm
https://www.liderbursa.com/bozbey-in-seffafligi-bu-kadar-h89676.htm
Bunlara bir yenisi ekleyelim!
Sayın Bozbey, ramazan ayı boyunca 924 mahallede 962 farklı noktada vatandaşa tatlı ikramı gerçekleştirdiklerini söyledi.
Gerçekten de öyle Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin resmi sosyal medya hesapları her gün tatlı ikramı olan adresleri ramazan boyunca duyurdu.
‘Şeffaflık’ diyoruz ya acaba Sayın Bozbey, dağıtılan tatlının toplam miktarını, toplam maliyetini, tedarikinin nasıl ve kimden yapıldığını da açıklar mı?
Acaba İstanbul’un ardından ikinci bir ‘Barış Market’vakası da Bursa’da mı yaşanıyor?
***
Gelelim BUSKİ gündemine!
Sayın Bozbey, toplantıda BUSKİ’ye dair yeni ve kamuoyunun bir şey söylemedi. Aksine önceki toplantılardaki açıklamalarının bir benzerini yineledi.
Peki, neden gündem olarak BUSKİ seçildi?
Malumunuz 9 Ocak 2024’te dönemin başkanı Alinur Aktaş, bir toplantı düzenlemiş ve BUSKİ’de zimmet suçu işlendiğini kamuoyuna ilk ağızdan duyurmuştu.
Ve özellikle konunun ortaya çıkartılmasında iç denetim mekanizmasına vurgu yapan Aktaş, şöyle demişti:
“Yapılan ilk tahkikat neticesinde olayın nitelikli zimmet suçu olduğunu anladık ve hemen vakit geçirmeksizin adli makamlara suç duyurusunda bulunduk. Yani olayı öğrenmemiz, idari soruşturma başlatmamız ve adli makamlara intikal ettirmemiz toplam 2 gün sürmüş.”
Yani konu tespit edilmiş ve yargı süreci hemen başlatılmıştı. https://www.liderbursa.com/orgutlu-kotuluk-h55461.htm
Durum böyleyken Mustafa Bozbey ne diyor?
“Seçim öncesi ortaya çıkan, seçime kadar üstüne yatılan, maalesef duyarsız kalınan o yolsuzluk olayıyla ilgili göreve gelirken daha bu olayın üzerine gittik.”
Bakınız bu aleni bir çarpıtmadır!
BUSKİ’nin 20 yıllık çalışanı olan bir kadının ve etrafındakilerin örgütlü bir şekilde 2016 yılından Aralık 2023’e kadar zimmete para geçirme suçu işlediklerini ortaya çıkaran zaten Aktaş yönetimidir.
Şüpheli bir işlem sonrası 22 Aralık 2023’te soruşturma başlıyor hemen 2 gün sonra da adli süreç başlatılıyor. Nihayetinde bugün yargılama yapılacak.
Ama toplam 69 milyon liralık zimmet suçu, ‘Türkiye’nin en büyük en kapsamlı yargılaması’ diye lanse ediliyor.
Yapılmak istenen İstanbul’daki yolsuzluklara Bursa’dan bir perde düşürmektir!
Tıpkı İstanbul’daki bazı CHP’li ilçe belediyelerinde yaşanan yolsuzlukların gündem olduğu dönemde Bursa’nın birtakım harcamalar üzerinden gündeme getirilmesi gibi.
Sayın Bozbey, şayet Bursa’yı seviyorsa başka illerdeki CHP’lilerin yolsuzluklarını gündemden düşürmek adına Bursa’yı bu tür algı oyunlarına malzeme yapmaktan vazgeçmelidir.
Son günlerde yaşanan olaylara dair ‘sağduyu’ temalı açıklamalarını önemli bulduğum Sayın Bozbey, bu beyanlarındaki samimiyetini ancak rasyonel ve realist bir yöneticilikle gösterebilir. Yoksa toplumsal mesajları üçüncü sınıf politik söylemden ibaret kalır.
***
Bir başka çarpıtma da Uludağ’da dün yaşanan yangınla ilgiliydi.
Sayın Bozbey, ilk açıklamasında şöyle dedi:
“Ocak ayının sonlarında bu yapı, arkadaşlarımız tarafından denetlendi ve tespitleri yapıldı. Eksiklikleri ortaya çıkarıldı. Ardından Valiliğimize, Bakanlığa ve Alan Başkanlığı’na gereğinin yapılması için raporlar iletildi. Bu rapora göre eksikliklerin giderilmesi ya da otelin kapatılması gerekirdi. Otelin kapatıldığına dair bilgiler var.”
Oysa durum öyle değil!
Uludağ’daki otellerin yangın riskini Kartalkaya faciasından önce araştırdığım için biliyorum. Bu konuda15 Ocak tarihinde Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ‘bilgi edinme’ üzerinden başvurmuştum. Ne yazık ki yine hiçbir cevap alamamıştım.
İşte başvurunun ispatı…
Sayın Bozbey, belediye bilgi edinme sisteminden ‘160 ŞÖK No’lu kayda bakarsa yönelttiğimiz diğer soruları da görür… Belki de cevaplar! Ne de olsa ilkemiz şeffaflık!
Yangının gerçekleştiği otelle ilgili de Sayın Bozbey’in dediğinin aksine uzun süredir kapatma ve tahliye süreci işliyor. Hatta 2015’ten bu yana bazı yıllar kapalı bazı yıllar mahkemelik olmak kaydıyla zaman geçiyor.
Fakat birilerinin iddialarının aksine Uludağ Alan Başkanlığı, gerekeni yapıyor. Mahkeme süreçleri tamamlanır tamamlanmaz otelin tahliyesi için 3 Aralık 2024’te ilgili kurumlara yazılı bildirimde bulunuyor.
Yine 7 Ocak 2025’te ilgili şirkete binayı tahliye etmesi için yazılı bildirimde bulunuyor.
Bakınız bu işlemlerin yapıldığı tarihler Kartalkaya yangınından önce gerçekleşiyor. Hepsinin belgeleri var.
Yine Uludağ Alan Başkanlığı, Kirazlı Mahallesi’nin Osmangazi sınırlarında olmasından dolayı ruhsatlandırmada yetkili olan Osmangazi Belediyesi’ne gerekli kapatma işleminin yapılması için çağrı niteliğinde gönderdiği 7 Şubat 2025 tarihli yazı da var.
Hatta o yazıda sadece yanan otel yok beraberinde 12 otel daha var! Onun da belgesi var!
Peki, Osmangazi Belediyesi ne yapmış? Bu tabloda 3 kişinin hayatını kaybetmesinden sorumlu olan kimmiş?
Acaba Sayın Bozbey, diğer 12 otelin kapatılıp kapatılmadığını biliyor mu?
Bursalılara saygıyla…