Dijital şiddet, bir bireyin veya grubun teknolojiyi kullanarak başka bir bireyi veya grubu hedef alması, tehdit etmesi, korkutması, küçük düşürmesi, manipüle etmesi, kontrol etmesi, nefret söylemine maruz bırakması, itibarını zedelemesi vb. zarar verici davranışlardan oluşur ( Avrupa Konseyi, 2018, s. 5)

***

Dijital şiddetin temelinde, diğer şiddet eylemlerinde olduğu gibi, failin şiddet uyguladığı kişi üzerinde güç uygulama ve onu kontrol etme arzusunun yatmakta ve fail,  teknolojiyi kullanarak bir kişi üzerinde baskı kurmak ve onu kontrol etmek üzere çeşitli stratejilere başvurmaktadır.

***

E-posta ve mesajlar yoluyla tehdit etmek, taciz mesajları göndermek, küçümsemek ve aşağılamak, kişi hakkında sahte bilgiler yaymak, teknolojiyi kullanarak kişiyi sürekli izlemek, kişisel bilgilerini ele geçirmek ve paylaşmak, kişinin teknolojiye erişimini sınırlandırmak, kişiyi internet ortamında itibarsızlaştırmak, kişi adına sahte hesap açmak vb. (NNEDV, 2006, 2008).

***

Farklı ülkelerde yapılan araştırmalar, dijital şiddetin önemli bir toplumsal sorun haline geldiğini gözler önüne sermektedir. UNICEF’in çevrimiçi anketi U-Report’un bulgularına göre, 30 ülkede gençlerin üçte biri siber zorbalığa maruz kaldığını belirtmiştir (UNICEF, 2019).

***

PEW Araştırma Merkezi’nin anketine göre, ABD’de yetişkinlerin yüzde 41’i çevrimiçi tacize uğradığını, yüzde 75’i çevrimiçi tacizin sosyal medya platformlarında gerçekleştiğini, yüzde 20’si politik görüşlerinden dolayı tacize uğradığını bildirmiştir (PEW, 2021).

***

Aynı araştırmaya göre, 30 yaş altı gençler yüzde 64) 30 yaş üzeri bireylerden; LGBTİ+- lar yüzde 68, heteroseksüellerden; siyahlar yüzde 54 ve İspanyol kökenliler yüzde 47) beyazlardan; demokratlar yüzde 43 cumhuriyetçilerden daha fazla çevrimiçi tacize uğramaktadır.

***

Erkekler kadınlara oranla daha fazla çevrimiçi şiddete maruz kalıyor görünse de yüzde 43’e karşı yüzde 38 tacizin türü açısından bakıldığında kadınların çevrimiçi ortamlarda erkeklere oranla daha fazla cinsel tacize yüzde 16’ya karşı yüzde 5 ve ısrarlı takibe yüzde 13’e karşı yüzde 9 maruz kaldığı görülmektedir (PEW, 2021).

Birçok çalışmanın gösterdiği gibi dijital şiddet olgusu, toplumdaki ayrımcılıklardan ve eşitsiz güç ilişkilerinden bağımsız değildir. Farklı kimlikleri nedeniyle ötekileştirilen kesimler ve kırılgan gruplar (kadınlar, LGBTİ+lar, çocuklar ve gençler, etnik veya dini azınlık grupları, yoksullar, göçmenler, engelliler vb.) daha fazla dijital şiddete maruz kalmaktadır.