Antalya’da son dönemde yaşanan FALEZ KATLİAMI ayyuka çıktı. Önüne gelenin delik deşik ettiği söz de koruma altındaki falezlerle ilgili en son alınan bir karar var.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Antalya 1 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu’nun kararına göre; içlerinde Muratpaşa Belediyesi, oteller ve vatandaşlara DOĞA KATLEDİLEREK yapılan 12 plajın KALDIRILMASI istendi.
Buralar öyle rastgele yerler değil. Lara Falezler Doğal Sit Alanı ve Karaalioğlu Parkı Doğal Sit Alanı çerçevesi içinde kalan devletin tasarrufu altındaki bölgeler. Tabi geç kalmış bir karar!
‘Zararın neresinden dönersen kardır’ mantığı ile bakarak geçte olsa verilen karar doğru ve yerinde bir karar olarak değerlendirilebilir. Her ne kadar bazı işletme ve otellerin KATLETTİĞİ bölgeler karar ve listede yoksa da!
Karar ilk çıktığında listeyi göz ucu ile inceledikten sonra kafamda bir soru işareti oluştu. Belki eski Antalyalılar biliyordur amma benim ilk kez duyduğum KALEİÇİ ADALAR PLAJI adı dikkatimi çekti. 


Hepimiz oteller ve belediye plajları ile iştigal olurken bu zat-ı muhteremler sessiz sedasız işlerini yürütmüşler. Gözümüzün önünde gözden ırak bir şekilde tartışmaların içinden sıyrılıp AK KAŞIK gibi çıkmışlar.
Bir nevi yıllara FALEZLERE çaktırmadan ÇÖKMÜŞLER! Hem de gözümüzün içine soka soka. Lakin bazıları at gözlüğü taktığı için görmemişler görememişiz, görmezden gelmişler. Diğerleri falezmiş de burası değilmiş gibi.
Falezlerin diğer katliamcıları gibi aslında bunlarında onlardan kalır bir yanı yok. Adamlar canım falezlerin üzerine çit çekmişler, merdiven yapmışlar. Yetmemiş masa sandalye için platform yapmışlar. Yemek ve alkol dahi her türlü servis mevcut.


Bilmeyenleriniz için tarif edeyim. KALEİÇİ ADALAR PLAJI (Adalar Beach) eski nikah salonunun hemen önünden denize girilen bir yerde. Eskiden patika imiş ama şimdi işletme!
Vallahi onca tartışmanın içinde nasıl göz ardı ettik böyle bir yeri, nasıl göremedik o ayrı bir şey. Ancak benim merak ettiğim burayı kim, nasıl, hangi şartlarda kimlere kiraya verdi? Bu sorunun mutlaka cevaplanması lazım. Aksi halde diğerlerini günah keçisi ilan etmiş oluruz.
Bu konuyu anlatabildim sanırım. Bir diğer konuda karadaki KALDIRIN ibaresi. Bu kelime YIKIN olarak yazılıp çizildi. Aslında YIKMAK ile KALDIRIN eş anlamlı. 
Asıl mesele buraların yıkılması ve kaldırılmasında değil. Bana göre buralar kaldırılırken nasıl bir işlem yapılacağı. Çünkü falezlerde bir titreşim olası KAYMA veya PARÇALANMAYI beraberinde getirebilir.
Diğer bir sorun ise buraları kaldırırken ve kaldırttıktan sonra ortaya çıkacak HAFRİYAT! Nasıl alınacak, nerede bertaraf edilecek? Eğer bir plan proje dahilinde çalışma yapılmaz, normal bir inşaat muamelesi uygulanırsa hem DENİZ hem de DOĞA katliamı ile karşı karşıya kalırız.
Hani ben Nasrettin Hoca’nın ‘Testi kırılmadan uyarma’ meselesi gibi hatırlatmış olayım.
----------------------
YANLIŞLIK VAR AMA NEREDE?
Bir taraftan FALEZLER gözümüzün içine baka baka KATLEDİLİRKEN aynı bölgedeki TARİH KATLİAMINI görmezden geliyoruz. Dün önüme düşen bir fotoğraf ile dehşete kapıldım.
Yer Antalya’nın Tarihi Kaleiçi Yat  Limanı. Fotoğrafta dünyaca meşhur MERMERLİ PLAJI. Sadece kumsalın üzerinde olsa sorun olmayacak. Ama iş büyümüş.


Fotoğrafı büyütüp detaylıca inceledim. Aman Allah’ım gözlerime inanamadım. Tarihi Kaleiçi’nin Dış Kale Surları bile plaja dahil edilmiş. Üzerine şemsiye ve şezlong atılmış. Tüm dünyanın gözünün içine baka baka TARİH KATLEDİLMİŞ!
Şimdi devlet Kaleiçi’nin UNESCO Geçici Miras Listesi’nde yer alması için bir taraftan Antalya’nın kalbinde, Roma İmparatoru Hadrianus’un ziyareti anısına M.S. 130’da inşa edilen Hadrian Kapısı’nda (ÜÇ KAPILAR), bakım ve iyileştirme çalışması başlatacak, sen de kalkıp DIŞ KALE SURLARINI plaja çevireceksin!
Yahu ya biz yanlış biliyoruz, ya devlet yanlış, ya da siz bu tarihi katledip kamufle etmeyi çok iyi biliyorsunuz? Ben onu bunu bilmem arkadaş. Bir yerde yanlışlık var ama nerede?
Biz oteller falan derken burnumuzun ucundaki katliamı görmemişiz. Hani derler ya, “Zararın neresinden dönersek kardır” diye. Bu meselelere böyle bakım adım atmak gerekiyor.