Türkiye’de böyle bir muhalefet yapısı varken sıradan vatandaş, eminim ki komedi dizisi izleme ihtiyacı duymuyor.

Siyaset yaparak komedi üretmek’ ülkemizdeki politik isimlere özgü bir yetenek olduğu gibi toplumun da talep ettiği bir siyasal yöntem olsa gerek.

Zira her geçen gün bir yeni siyasi ‘dram’ ile karşılaşıyoruz.

14 ve 28 Mayıs’a gelene kadar her yeni gün ‘erken seçim’ çağrısı yapılıyordu.

6’lı Masa kurulmuş hayal satılıyordu. O günlerde bunun kimliksiz bir siyaset olduğunu söylüyorduk.

Seçime doğru 6’lı Masa’nın sirk cambazlıklarını aratmayan ayak oyunları ifşa oldu. Ama her aktör veya aktrist gibi 6’lı Masa etrafındakiler de bu kara komediye önce kendilerini inandırdı.

Sonuç hepimizin malumu: Hezimet…

Siyasi kariyerindeki yenilgi zincirine yeni bir halka daha ekleyen CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir TV kanalında şöyle demişti: Gelsin şimdi seçim yapsınlar. Koysunlar sandığı boylarının ölçüsünü alsınlar. Niye yapmıyorlar?

Seçimin üzerinden 1 ya da 1,5 ay geçmişti… Kılıçdaroğlu’nun bu sözlere dayanağı seçim sonrası patlayan zam tufanıydı.

Bu yönüyle bir mantıksal tutarlılık bulunabilse de Kılıçdaroğlu’nun o sözleri, bir espri etkisinin ötesine geçmedi. Çünkü ekonomik koşullar itibarıyla 14 ve 28 Mayıs öncesinin ve sonrasının birbirinden çok da farkı yoktu. Hatta moral açısından seçim öncesi çöküntü daha yüksekti. Halk, ona rağmen ‘Erdoğan’ dedi.

Seçimden önce olduğu gibi sonrasında da muhalif taraftaki siyasi aktörler açıklamalarıyla bir güldürü yarışına tutuşmuş gibi.

Davutoğlu, Karamollaoğlu, Babacan geçen süre zarfında birçok güldürüye imza attı. Ama hiçbiri Akşener’in açıklamaları kadar güldürmedi.

Akşener, önce partisinin olağan genel kurulunda koltuğunu yeniden güvenceye aldı.

‘Açtı ağzını yumdu gözünü’ siyasetinin son dönemdeki en etkin temsilcisi Akşener, kurultayda ‘CHP'den 15 milletvekili istedik, hayatımın en büyük pişmanlığıdır’ demiş ve şu benzetmeyi yapmıştı: ‘Ama o gün bugün 15 milletvekilinin bedelini ödeyemedik. Ömer Seyfettin'in diyetine döndü bu iş.

Bu da yetmemiş Akşener, ‘15 milletvekili almak bize kuyruk siyasetine mal oldu!’ demiş ardından parti içindeki muhalefete saydırmıştı: Saygısızlar!..

Sonrasında İYİ Parti’den ayrılan bazı isimler bir takım saygısızlıkları deşifre etti. Ama bugünkü yazımızın konusu siyasal komedi olduğu için onlara girmiyoruz. Zira onlar siyasi trajedinin tretmanı…

Akşener, geçen cumartesi benzer açıklamalarına bir yenisi daha ekledi.

Kılıçdaroğlu ve onun adaylığını destekleyen 6’lı Masa’daki yancılarını hedefe koyan Akşener, “Sadece iktidar mensuplarıyla değil, adeta bu seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla mücadele ettik. Önce şahsım önce ben diyenlerle uğraştık. Koltuğundan başka hiçbir şeyi düşünmeyenlerle uğraştık” dedi.

Akşener’in bu açıklaması, seçime doğru gidilirken katıldığı TV programlarında Kılıçdaroğlu’nun kesin kazanacağına dair kendinden emin ve inanmış bir edayla kurduğu sözler akıllara getirdi ve güldürdü.

Sonra Akşener, siyasi partilere şu çağrıyı yaptı: Gelin tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim, biz varız, sizleri de bekleriz… …Gizli gündemleri olan, kendi menfaatleri için, bizim sırtımızda kurban kesen, şahsi hayallerini ve kariyerlerini önceleyen, mevcut güç ve siyasal ilişkilerine, destek arayan, marjinal ve bölücü yapılarla yakınlaşan, hiç kimseyle, herhangi bir işbirliği yapmayacağız. Kendi kadrolarlar milletimizin karşısına çıkacağız…

Akşener’in bu çağrısı kahkahayı hak ediyordu. Herhalde Sayın Akşener’in partisinin teşkilatlarından haberi yok…

Bursa’dan bir örnek verelim mi?

Daha geçen hafta İYİ Parti’nin Yenişehir ilçe başkanvekili ve babası uyuşturucudan gözaltına alındı.

Evinde ve tarlasında hint keneviri bilinen adıyla esrar yetiştiren İYİ Partili başkanvekili, yine İYİ Partili avukatların müdahilliği ile serbest kaldı…

Ne teşkilat ama!

Yalnızca bu kadar mı?

İYİ Parti Osmangazi ilçe yönetimindeki bazı isimlerin sokak ortasında alkol alarak karıştıkları kavga, teşkilatın liyakati konusunda güven veriyor öyle değil mi?

Nasılsa Akşener, mücadeleyi ve kavgayı sevdiğini söylüyor…

İYİ Partili Meclis üyelerinin rant ilişkilerindeki kabiliyeti de takdire şayan… Mesela Nilüfer’den iyi kokular geliyor…

Taciz mi? O da ne? İYİ Parti İl Başkanlığı’nın üstünü kapattığı, milletvekillerinin ise görmezden geldiği basit bir konu… Değinmeye gerek yok…

Acaba Akşener’in milletin karşısına çıkaracağı ‘kendi kadrolarımız’ dedikleri bunlar mı?

Sorsan iyilerin partisi… Herkesin iyilik tanımı başka…

Kalın sağlıcakla…