Öyle bir kara parçasında yaşıyoruz ki Kıskanan kıskanana.
Göz koyan göz koyana.
Dokuz, on bin yıldır bu topraklarda yer tutmuşuz.
Çadır kurmuşuz.
Oba olmuşuz.
Yurt kurmuşuz.
"Vatanımız" demiş anayurt edinmişiz.
Sonra, yıl bin yetmiş bir olmuş.
Büyük bir zaferle elde etmişiz tamamını.
Kavimlerle gelmiş, girmişiz Anadolu'ya.
Sonra devlet olmuşuz.
Millet bütünlüğü oluşturmuşuz.
Kıskanmışlar.
Defalarca üzerimize gelmişler Haçlı ordularıyla.
Bir, beş, yedi düvel bir olmuş, saldırmışlar asırlarca.
Savaşmış, kan akıtmış, can vermiş, zaferler kazanmışız Anadolumuz için.
İngilizlerin fitnesiyle Ermeniler istemişler Doğu Anadolu'yu.
Göz koymuşlar.
Yunanlılar ‘Megali İdea’ demiş, ‘Konstantin’ diye hayal kurmuşlar.
"Trakya'dan Ege'ye oradan Akdeniz'e dek bizim" demişler.
Sonra İngilizlerin oyununa kanıp baş kaldıranlar olmuş doğu bölgemizde.
Onlardan bir kısım Kürtler "Kürdistan kuracağız" demiş güneydoğu Anadolu'dan Karadeniz’e dek.
Göz koymuşlar İsrail ve ABD desteği ile vatanı bölmeye.
Şimdi de Yahudiler çıktılar.
Siyonist hayali ile "vaat edilmiş kutsal topraklar" diyor Anadolu'dan toprak istiyorlar.
Vatanımızı istiyorlar yani.
İsteyen isteyene.
Göz koyan koyana.
O diyor ki "bizim"
Bu diyor ki "bizim"
Şu diyor ki "bizim"
Hayal kurmak serbest.
Harita çizmek rüya.
İstemek dile kolay.
Yüreğiniz yetiyorsa gelin.
Cesaretiniz varsa bekliyoruz.
Sıkıysa, hele bir teşebbüs edin.
Boyunuzun ölçüsünü alır, tabuta girer bir kez daha Türkler'in gücünü görürsünüz.
Tıpkı bin yetmiş bir yılında Alpaslan'dan ve bin dokuz yüz yirmi bir yılında Atatürk'den aldığınız dersi şimdi bir de Erdoğan'dan alırsınız.
Sıkıysa gelin!
Bekliyoruz…