Sımsıcak saatler yaşıyoruz.

Sımsıcak günler, haftalar, sımsıcak aylar yaşıyoruz.

Gelen günler giden günleri aratıyor.

Siyaset sıcak.

Sürekli heyecan yaratıyor.

Ekonomi sıcak mı sıcak!

El yakıyor.

Asker sıcak.

Savaşlar oluyor.

Ülkeler sıcak hem de sımsıcak.

CHP'nin bir belediye başkanı tutuklandı.

Terör örgütü ile iltisaklı olduğu için gözaltına alınmış.

Yargılanmış.

Suç delilleri ortaya konmuş.

Suçlu bulunmuş.

Ve tutuklanmış.

Ana muhalefet CHP şiddetle karşı çıkıyor bu duruma.

Acaba seçilmiş kişi diye hoş görüp salı mı verselerdi?

İyi ama oldukça güçlü deliller varmış.

Başkanın tutukluluk haline CHP'den hakarete varan açıklamalar yapılıyor.

"Alçakça saldırı" diyor!

Tutukluluğa isyan ediliyor.

"Seçilmiş bir kişi tutuklanamaz" diyorlar!

"Daha önceleri neredeydiniz?" diyorlar.

"Kent uzlaşısı yapıldığı zaman neredeydiniz?" diyorlar.

O kadar ileri gidiliyor ki parti taraftarları başkanın yargılandığı adliyenin önüne çağrılıyor!

Sıcak saatler yaşanıyor.

Olağanüstü toplantılar yapılıyor.

Bu başkan CHP'li mi HDP'li mi?

Yani DEM'li mi?

İki parti büyük tepki veriyor.

İkisi de sahip çıkıyor.

Esenyurt'ta belediye başkan adayı belirlenirken bu iki parti birçok yerde olduğu gibi birlikte hareket etmiş, kimi yerlerde birbirlerini destekleyecek ortak adayı belirlemiş ve bu başkan aday olarak seçilmişti.

Sıcak saatler yaşanıyor.

Yaşanacak da.

Bir de, bir kişi rütbe, makam, unvan, servet, şöhret sahibi olunca dokunulmazlığı mı oluyor?

Olmaz öyle şey.