İntiharın, bir insanın doğuracağı sonucu bilerek, doğrudan veya dolaylı olarak kendi kendini ölüme sürüklemesi şeklinde ifade edilmesinde de anlaşıldığı gibi intihar olayı sosyal nitelikli bir olaydır. Kişinin intihar ile ilgili düşüncelerini dile getirmesinin toplumlumuzda çoğu zaman önemsenmediği, kişinin çevresindekilere vermek istediği bir mesaj olarak algılanmadığı bilinmektedir.
***
Ancak yapılan araştırmalar, intihar düşüncelerini dile getiren kişilerin yüzde 20’si intihar girişiminde bulunduğunu, intihar edenlerin yüzde 80’inin bu düşüncelerini intihar etmeden önce dile getirdiklerini, intihar girişiminde bulunanların yüzde 30-60’ının daha sonra intihar girişimlerini yinelediklerini yüzde 12-25’inin bunu ilk intihar girişiminden ilk 12 ay içerisinde gerçekleştirdiklerini göstermektedir.
***
Pek çok açıdan değerlendirildiğinde toplumsal bir olay olan intihar davranışlarının azaltılmasında topluma da pek çok sorumluluklar düşmektedir. Araştırmalar, eğer intihar olasılığı yüksek bir kişiye sosyal destek sağlanırsa bu davranışının engellenebileceğini de göstermektedir. Bu açıdan bakıldığında toplumda intihar ile ilgili bilinen yanlış inanışlarla ilgili toplumsal bir farklılık yaratmak önem taşımaktadır.
***
Ülkemizde intiharların en fazla yoğunluk gösterdiği yaş grubu ergen yaş gurubudur. Ergen yaş grubu intiharları ile ilgili toplumumuzda bilinen yanlış inanışlar şunlardır:
*Ergenlerin hiçbir uyarı vermeden intihar ettikleri düşüncesi doğru değildir. İntihar eden her 10 ergenden 9’u intihar etmeden önce ipucu vermektedir. Uyarı sinyalleri arasında depresif duygu surumu, madde kullanımı, zevk alınan şeylere ilgi kaybı, dikkat dağınıklığı, içe kapanma, ölüm düşüncesi, uyku problemleri ve sözel ipuçları (Keşke ölsem vb.), notlar yazma ve eşyalarını başkalarına verme, yer almaktadır.
***
*En önemli uyarı sinyallerinden birisi kişinin devamlı ölüm hakkında konuşmasıdır. Bir ergenin intiharla ilgili korkutmaları kesinlikle ciddiye alınmalı ve yardım aranmalıdır.