Dilek olay tam yirmi iki yıl.
Bir ülkeyi yönetmek, halkına hizmet etmek için kurulacak ve o yıl hemen halkın gönlüne girecek ve o gün bu gündür yapılan tüm seçimleri kazanacaksın!
Dile kolay bunları söylemek.
Yapında görelim.
Yapsınlar da görelim.
Dünyada bir eşi benzeri daha var mı?
İktidara geldikten sonra alaşağı etmek için bin bir türlü film fırıldak çevirdiler.
Olmadık yalanlar olmadık iftiralar olmadık baskılar uydurdular.
Halk sevdi mi sever.
Bırakmaz.
Gönlüne koyduysa oradan çıkarıp atmaz.
AK Parti işte böyle bir parti olarak kuruldu.
Hükümet oldu, iktidar oldu ve milletine, devletine, ülkesine akla hayale gelmedik yatırımlara, çalışmalara imza attı. Hizmet etti.
Muasır devletlerle yarışır hale geldi.
Savaşa girdi, kazandı.
AK Parti ile Erdoğan her sahada başarılı olurken muhalefet yerinde saymaya devam etti.
Erdoğan ülkesini uçururken ana muhalefet maalesef seçilemiyor hatta yerinden saymaya devam ediyor.
Belli bir oy potansiyelini aşamıyor.
Ne ileri ne geri!
Olduğu yerde birbirleriyle yarışır haldeler.
CHP seçimi kazanmak için elinden geleni yapıyor.
Halkın büyük çoğunluğunun tepkisini çeken HDP ile yola koyuluyor, gene kazanamıyor.
Sağ partilerle masada buluşuyor, olmuyor.
Yeni kurulan partilerle yola çıkıyorlar, olmuyor.
Velhasıl CHP ne yaparsa yapsın olmuyor, olmuyor!
Bu olmazlık sonunda partiyi ayağa kaldırdı.
İsyan ettirdi ve birbirlerine çalım atmaya başladılar.
“Yok o gitsin, şu gelsin, yok ondan olmaz, şundan olur” gibi iç kargaşa devam ediyor.
Yalnız şunu söylemekte de fayda var!
AK Partide kimi yerlerde isim tekrarları ve sevilmeyen isimlerin öne çıkarılması can sıkıyor.
İvedilikle kendini yenilemezse gidişatta sıkıntılar ortaya çıkacak.
Benden söylemesi.