Sözüm ona yeni bir partiydi. Siyasette yeni ve temiz yüzlere yer açacaktı.

İl teşkilatlarında daha önce siyasete bulaşmamış isimlerin olmasıyla övünülüyordu.

Yeni kurulanlar bir kenara eski partilere kıyasla daha kurumsal ve profesyonel görünüyordu.

Tabi bu görüntüde ‘kaynağı belirsiz’ olarak görünen paranın da gücü vardı. Kimileri değirmenin suyunu Batı’ya bağlıyordu...

Türkiye’nin sorunu olarak gördükleri konularda çalışıyor ve bir takım planlar ortaya koyuyorlardı.

Ne oldu? Hepsi çöpe gitti..

Yeniler hareketi, eskilerin zaferine yaradı.

CHP listelerinden 15 milletvekili çıkardı.

Deva vekillerinin çoğu tıpkı genel başkan Ali Babacan gibi eski AK Partili...

Yenilerin heyecanı ve enerjisi, eski AK Partilileri, CHP’den vekil yapmaya yaradı.

Öte yandan yeni vekiller ne kadar yeni?

Yenileri milletvekili yapan özellikleri ne?

Kimse bilmiyor!

İl ve ilçe teşkilatlarında milletvekili adayı olabilmek için istifa eden çok sayıda yönetici var.

Şuan o koltuklardaki isimler vekaleten ve biraz da kerhen bulunuyor.

Kongrelerle eskiler mi dönecek?

Yeniler mi yer bulacak?

Bunlardan ziyade partideki herkes, genel merkezin alacağı şekillenmeye bakacak.

Deva’nın Meclis’te grup kurmak adına çatı parti içinde yer almayacağı söyleniyor.

Her ne kadar yalanlansa da bugün değilse bile gelecekte CHP’den hatta HDP’den (YSP) 5 vekil ödünç almaları söz konusu olabilir.

Zira Deva’nın politikaları ve söylemleriyle CHP’dense HDP’ye daha yakın olduğu görülüyor.

Düşünün mesela yeni adıyla Yeşil Sol’dan Deva’ya hangi isimler uygun? Ya da Deva’da olup da YSP’de olsa sırıtmayacak isimler kimler?

Ne olursa olsun il ve ilçe teşkilatlarındaki çözülmeyi toparlamak güç görünüyor.

İl ve ilçe örgütünde kafalar karışık...

Şimdi ne yapacaklar?

Emekleri kimin işine yaradı?

Oy istedikleri halka mı? Kendilerine mi? Yoksa bir grup siyasi elite mi?

İşin onlar için iyi tarafı bu enerjilerini gerçek anlamda hizmet için kullanabilecekleri alternatifleri var...

Onların nasıl konumlanacağını zaman gösterecek...

Büyükşehir’den GES yatırımı

Yenilebilir enerji konusunda doğru yoldayız...

Birinci ve en önemlisi yeterli düzeyde farkındalık oluştu.

İkincisi artık özellikle güneş enerjisine yönelik yerli ürün bulunabiliyor.

Üçüncüsü bu alandaki yatırımlara finansman bulmak daha kolay görünüyor.

Dördüncüsü hem amortisman süresi kısaldı hem de verimli kaynak potansiyelimiz yüksek.

Ülke genelinde kamu ve özel birçok kurum gibi Bursa Büyükşehir Belediyesi de son yıllarda yenilenebilir enerji yatırımları konusunda peş peşe hamleler yapıyor.

Şimdiye kadar 38 metro istasyonu çatısı güneş panelleri ile kaplandı.

Salı günü Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile birlikte yeni bir adıma şahitlik ettik.

Kestel’deki Bursa Su fabrikasının çatısına güneş panelleri kuruluyor.

Toplam maliyeti yaklaşık 47 milyon lira olan Güneş Enerji Sistemi (GES) Temmuz ayında devreye alınacak.

40 ayda amortismanı sağlanacak.

Başkan Aktaş’ın verdiği bilgilere göre

Tesis, 2022 verileriyle, yıllık 2,8 milyon kilovat elektrik tüketiminin tamamını karşılayacak, takriben 779.287 kilovat enerjinin de sisteme satışı gerçekleştirilecek.

25 yıl çalışması planlanan santralden günümüz koşullarında toplamda yıllık 12 milyon liralık ekonomik gelir elde edeceği öngörülüyor.

Ayrıca sistemin kurulmasıyla yılda 17 bin 213 adet ağaç dikmeye eşdeğer, 1.536.900 kilogram karbondioksit salınımı miktarı engellenmiş olacak.

Başkan Aktaş, mevcut durum hakkında da bilgi verdi: “BUSKİ bünyesinde 2022 yılında hidroelektrik santrallerinden 14 milyon kilovat, güneş elektrik santrallerinden 837 bin kilovat ve çamur yakma tesisinden 10 milyon kilovat olmak üzere toplam 25 milyon kilovat elektrik enerjisi üretildi. Yenilenebilir kaynaklardan üretilen bu elektrik enerjisi BUSKİ bünyesinde tüketilen elektrik enerjisinin yüzde 15’ini karşılamaktadır. Buna ilave olarak Burulaş bünyesinde metro istasyonlarının çatılarına kurulan güneş elektrik santrallerinden 2022 yılı içerisinde 2 milyon 203 bin kilovat elektrik enerjisi üretildi. Bu da Burulaş’ın tükettiği elektrik enerjisinin yüzde 3’ünü karşılıyor. Büyükşehir Belediyesi ile bağlı kuruluş ve iştirak şirketleri bünyesinde 2022 yılı içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisi toplam 142 milyon 280 bin kilovat. Üretilen bu elektrik enerjisi Bursa Büyükşehir Belediyesi ile bağlı kuruluş ve iştirak şirketleri bünyesinde 2022 yılı içerisinde tüketilen elektrik enerjisinin yüzde 54’üne karşılık geliyor. Aynı zamanda üretilen bu elektrik enerjisi ile toplam 2 milyon 782 bin 365 adet ağaç dikimine eşdeğer olarak 62 bin 603 ton karbondioksit salınımı engellenmiş oldu.

***

Öte yandan Başkan Aktaş, programda basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Aktaş’ın cevaplarındaki gerçekçi yaklaşımı dikkat çekti.

Yakında Bursa Su ürünlerinin Türk Hava Yolları seferlerinde kullanılmaya başlayacağını duyuran Aktaş, pazar payı itibarıyla Bursa Su markasının kentte üçüncü sırada yer aldığını söyledi.

Fiyat avantajı ve içim kalitesi ile Bursa Su markasının diğerlerinden ayrıştığını vurgulayan Başkan Aktaş, fabrikanın son teknoloji ile donatılmış bir tesis olduğunun altını çizdi.

Deprem bölgesine yaklaşık 2,5 milyon lira değerinde 100 tır su yardımında bulunulduğunu hatırlatan Aktaş, şirketin özellikle tüketiciyi koruma amaçlı faaliyetini sürdürdüğünü belirtti.

Şirketin zarar ettiğini açıklayan Aktaş, hem yönetim anlayışında hem de işletmede yapılan değişimlerle mali tabloların iyileşeceğini söyledi.

***

Bu noktada herkesin aklına ‘zarar eden işletme neden devam eder?’ sorusu geliyor.

Kamu yararı söz konusuysa birkaç (4-5) milyonluk zarar telafi edilebilir...

Yani su piyasasında tekelleşmenin önüne geçmek ve fiyatları regüle etmek için bir kamu aktörü olması zarara rağmen katlanılabilir bir seçenek.

Maharet bu iştiraki zarardan kurtarabilmekte...

Görev süresi içinde Büyükşehir’in mali denkleminde iyileşmeye yönelik adımlar atmayı başarabilen Aktaş’ın bunu da zaman içinde çözmesi mümkün.

Şimdilik önünde 1 yıldan az bir süre var.

Geçen zaman diliminde yaptıkları 2024’te yeniden adaylığın önünü açar mı?

İşte bunu uzun uzadıya düşünüp konuşmak gerek.

14 ve 28 Mayıs sonuçlarında yerel idare performansının bir payı varsa herhalde başarılı sayılabilir.

Şayet bu sonuçlarda yerel idarenin rolü yoktur diyorsak işte o zaman neler yapıldı, yapılamadı ve yapılmadı tartışmak gerek...

Saygıyla...