Yıl 2023 ve takvimler 6 Şubat’ı saatler 04.17’yi gösterirken ASRIN FELAKETİ yaşandı. Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6’lık depremler ile sarsıldık. 11 şehir neredeyse yerle bir oldu.

Bir başka deyişle 120 bin kilometre karelik alanda 11 il, 124 ilçe, 6 bin 929 köy ve mahalle ağır yıkıma uğradı. 53 bin 537 canımızı yitirdik, 107 bin 213 vatandaşımız yaralandı.

Yaşadığımız felaket bize DEPREM gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Her ne kadar FELAKET BÖLGESİNE uzak bir şehir olsak da DEPREM BÖLGESİNDE olduğumuz gerçeği gözümüzün önüne geldi.

Evet, 1998 yılında değişen FAY HARİTASI sonrası Antalya 4’üncü derece deprem bölgesiyken 2’nci derece deprem bölgesi oldu. Batı ilçeleri ise 1’inci dereceye geçti. Yani Antalya Limanı’ndan Kaş’a kadar 1’inci derece oldu.

Yıllar sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının kurulması ile deprem konusunda bir dizi çalışmalar yapıldı. Ancak yerel yönetimler maalesef DEPREM MASTER PLANI konusunda bir arpa boyu yol ilerleyemedi.

Antalya’daki bina stoku 2022 verilerine göre yaklaşık olarak 40-50 bin civarında. Bunların yüzde 99’u, 1998 şartnamesinden önce yapılmış binalar. Bir bakıma olası bir depremde yıkılacaklar.

Size çok vahim bir örnek vereceğim. 19 Şubat 2019’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Antalya’daki 19 belediyeye bir yazı göndererek 3 ay içerisinde Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi'nin hazırlanmasını istemişti.

Her zaman olduğu gibi belediyeler bu yazıyı sümen altı etmişti. Birçok belediye bu tebliğe uymadı. Örneğin Manavgat, Gazipaşa, Kumluca, Akseki, Gündoğmuş ve Elmalı belediyeleri tebliğe cevap bile verme gereği duymamıştı.

Muhtemelen ASRIN FELAKETİNDEN sonrada buna benzer birçok yazıya cevap bile verilmemiştir. Çünkü PAŞALARIMIZ başka işlerle meşguller ya ondandır. Yoksa önce kendi canlarını sonra vatandaşı düşünür bu zat-ı muhteremler.

Bunlar bana hep tehlikeli bir sorunu ucuz bir kaza ile atlattığımız zaman aklımıza gelen, “Bir musibet bin nasihatten yeğdir” atasözünü hatırlattı. Tabi balık hafızalı olduğumuz için binlerce kişi ölse bile unutup gidiyoruz. Tıpkı dün olduğu gibi bugünkü gibi…

Bu atasözümüze bakınca bırakın bir musibetten ders almayı bile bile ölüme gidiyoruz, götürülüyoruz, sürükleniyoruz. Çünkü hala birçok ilde DEPREM MASTER PLANI yoook!

Lafın kısası “Aynı tas aynı hamam” misali devam ediyoruz. Tehlike unutuluyor, önlem alınmıyor. Sonra bir faciada “Vah, tüh!” diyor, “Nerede devlet?” diye avaz avaz bağırıyoruz.

Şöyle bir bakıyorum da DEVLET her yerde amma biz bir türlü akıllanmıyoruz. Hele hele yerel idarelerimiz yapması gerekenleri yapmadıkları için BİR MUSİBET bile BİZE DERS OLMUYOR!

Yalan mı?

-----------------

ÖLÜMÜN ACI YÜZÜ

Hava soğuk mu soğuk, ayaz mı ayaz... Dayanılacak gibi değil. Ama araya bir ölüm karıştı mı havanın soğuk ve ayazlığı bir kenara ölümün acı yüzü ile karşı karşıya kalıveriyorsunuz.

Önceki gün muhabir arkadaşımız Mühübe Taşkın’ın babası, Ülkü Ocakları önceki dönem İl Başkanı Avukat Emrah Taşkın’ın kayınbabası Hacı Mehmet Demirbaş’ı ani bir kalp krizi sonucu kaybettik.

Ölüm Allah’ın emri… “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” (‎Biz Allah'a aitiz ve kuşkusuz O'na döneceğiz) demekten başka bir şey elimizden gelmedi. Dün de cenazesini toprağa verdik.

Nevzat Tarhan Hoca, “Ölüm kaçınılmaz bir gerçek, imkânsız olarak göremeyiz. Böyle bir gerçekle yüzleşmenin nasıl sağlanacağına bakmak gerekiyor” demişti. Dün bir kez daha yüzleştik aslında kaçınılmaz son ile.

O kadar şikâyet etmemize rağmen ölüm duygusunu hissettiğimizde, ölümle yüzleştiğimiz anlarda hayattan şikâyeti kesip ölmemek için her şeyimizi veriyoruz adeta.

Hoca, “Ölüm algısını, ölümle yüzleşmeyi çalışmak gerekiyor. Çünkü bu yapılmadığında müthiş bir acı çekiliyor. Yüzü gülse de içi kan ağlıyor insanın” diyor.

Anlatılanlara, yaşanılanlara bakınca insan ölümle yüzleştiğinde tutunacak bir dal arıyor. Çünkü insan diğer canlılar gibi değil. İnsan öleceğini bilen tek varlık.

O zaman hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışmalıyız. Ben bu yaşıma kadar birçok yakınımı kaybettim ve her birinde ölümle yüzleştiğimde aklıma bu sözler geldi.

Ölenlerimize Allah’tan rahmet diliyor, Allah’ın herkese uzun ve sağlık bir ömür nasip etmesini niyaz ediyorum. Kalın sağlıcakla.