7 Ekim’den beri süren Filistin’deki İsrail vahşeti durmak bilmiyor.

Pek çoğumuzun aklının almadığı, nasıl oluyor da dünyanın bir köşesinde insanlar, bir hiç, bir ego, bir siyasi mesele uğruna umarsızca öldürülür, zulme uğrar, evsiz yurtsuz bırakılır, bombalanır gibi sorularımız cevapsız.

Hele çocukların başına gelenler.

Başımıza gelmediği için şükreder, başımıza gelse ne yapardık diye düşünür oldunuz mu siz de?

Büyük bir öfke ve kızgınlık içinde misiniz öte yandan?

Lanetlenmiş İsrail’i ve halkını yakından tanıdıkça (iyi yürekli ve Filistin’e destek olmaya çalışanları ayrı tutuyorum), neden lanetlendiği ile ilgili hiçbir soru kalmıyor aklımda.

Buna sebep son günlerde ortaya serilen, çocuklara uygulanan tacizlerin belgeleri, Epstein dosyaları ya da sinagogların altındaki tüneller değil.

Neredeyse 100 gündür İsrail’in ne kadar zarar verdiğini bilmeyen kaldı mı?

Her gün yenileri eklendiği için zihinlerimizde sıradanlaştı mı?

7 Ekim’den bugüne Filistin’de;


12 bini çocuk, 6 bini kadın, 105 i gazeteci olmak üzere 28 bin sivil insan öldürüldü. 105 58 bin yaralı var.

67 bin ev tamamen, 179 bin ev kısmen yıkıldı ve yaklaşık 2 milyon insan yerinden edilerek sürülmeye zorlandı.

23 ü hastane ve 57 si klinik olmak üzere 169 sağlık tesisi zarar gördü.

201 cami, 3 kilise, 318 okul, 169 basın karargâhı da bombalanan ya da bombadan etkilendi

2850 tutukla ya da kaybolan olduğu bilgisi de var.

Yukarıda yazdıklarıma dehşet, vahşet, katliam ne derseniz deyin insanlık dışı bir uygulamanın, bu yüzyılda, gözümüzün önünde zuhur etmiş hali

Sosyal medyanın, teknolojinin, her şeye erişimin bu kadar güçlü olduğu bir çağda, ilaca, suya, sıcak bir yatağa, ekmeğe muhtaç hale getirilen binlerce insanın, her gün bir veya iki uzvu anestezisiz ampute edilen çocukların yaşadığı bir coğrafya.

Amerika İsrail’i savunuyor diye şımaran Netanyahu’nun binlerce yıl hapis cezası alsa da temizlenemeyeceği bir suç bu.

Bütün İsrail halkı bir araya gelse, tüm Yahudiler toplansa, ödemeye güçlerinin binlerce yıl yetmeyeceği bir vebal.

Kimse kusura bakmasın ama bu dünyanın elleri kanlı iki ulusudur İsrail ve Amerika.

7 Ekim’den itibaren İsrail’in kendini savunma hakkı vardır diyen, silah ve bütçe desteği veren, uluslararası kamuoyunda açık açık İsrail’e arka çıkan ABD, baktı ki iş kendi kontrolünden çıkı, yeni kartlar serdi ortaya.

Çünkü lanet olası dünya,  çirkin, kanlı ve çıkarcı.

Çünkü lanet olası dünyada ‘kötülük’  var.

Çünkü lanet olası dünyanın bazı insanları, hayat kötülükten ibaret sanıyor.

Aslında lanetli olan bu dünya da olabilir.

İnsanoğlu bu lanetin kendisi de olabilir.

İnsan olarak doğmak, lanetin göstergesi de …

ABD ve İsrail’in eli kanlı olduğunu bildiğim kadar, insanoğlunun da kirli olduğuna inanıyorum.

Ve tüm bu olanlardan aslında hepimiz suçluyuz.

Susarak, bağırmayarak, lükslerimizden, tüketimlerimizden vazgeçmeyerek.

Hepimiz suçluyuz.

O yüzden

Taciz edilen, öldürülen, evsiz kalan çocukları gördüğümüzde önce kendimize soralım

Ne kadar dürüstüz diye!