Ülkemde gün geçmiyor ki fikri uyuşmadığı için linç edilmeyen biri olmasın.

Her an, her dakika

Deprem olur, ünlüler niye paylaşım yapmıyor diye linç edilir

Paylaşım yapar, paylaşımını beğenmeyenler tarafından linç edilir

İktidarı desteklesen muhalefet, FETÖ, PKK tarafından,

Muhalefete iyi bir şey söylesen iktidar yanlıları tarafından linç edilirsin

Atatürk zaten bir kesimin tekelinde altında, onun dışında kalanlar iyi bir cümle de kursa, sonuç linç

Mutlaka bir kesime, bir kısma, bir tarafa hizmet edeceksin.

Etmediklerin tarafından her daim linçe hazır olacaksın.

Beyaza beyaz desen, niye gri demedin diyecekler, neden dün değil bugün diyecekler.

Hak desen önüne daha önce yapılan, yapılması muhtemel bütün haksızlıklar konacak, sanki o hakları sen gasp etmişsin, unutmuşsun, dikkate almamışsın gibi sorumlu tutularak linç edileceksin

Haksızlık desen, hakkını savundukların överken, olur da küçük bir kısmı da ihmal etsen yine linç edileceksin.

Kedi köpeği sevsen, savunsan, sevmeyenler tarafından

Bir diziyi eleştirsen, başrol oyuncuların fanları tarafından linç edileceksin

En demokratik geçinenlerimiz bile, kendi tarafları ya da çıkarlarına hizmet edilmeyince, önce ağzını bozuyor sonra kendini.

Herkesin hakkından bahsedenler, kendilerine karşı tek cümlede başlıyor linçe.

Burası demokratik bir ülke, herkes istediğini düşünebilir, söyleyebilir söylemi sadece fıkralarda

Misal,

14 Mayıs seçimlerinden önce Muharrem İnce’ye yapıldı linç

Nasıl olur da Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vermezdi. Nasıl CHP’liydi?

6 oku şiar edinenlerin Muharrem İnce’yi seçim sathından indirmek için gösterdikleri tavır, sergiledikleri hoşgörü! görülmeye değerdi.

Ne kaseti kaldı ne dekontu, küfür edilmedik tek hücresi kalmadı. İçinden geçtiler adamı linç ederken ve sonunda ne oldu,  geri çekildi.

Sonrasında Pazartesi günü Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklayan Sinan Oğan için devreye girdi, linç ediciler. Düne kadar yan yana yürümek için methiyeler düzenler, birden düşman kesildi.

Hedefe ve deyim yerindeyse kazığa oturtuluverdi Oğan. Oysa sadece ‘demokratik seçimini’ yapmıştı.

Ama en çok ‘demokrasiden bahsedenler’, en hızlı linçe başlayanlar olacaktı.

Öyle ki kimi Kandil’den kimi Pensilvanya’dan, kimi Ankara kimi Almanya’dan başlıyordu küfre.

Sizin bile ne zaman yaptığınızı hatırlamadığınız ve hatta umursamadığınız paylaşımları şak diye önünüze çıkarıyor, adeta kurtlar sofrasına ya da aslanların önüne atıyorlar ama gladyatör olmadığınızı unutuyorlar.

İşin kötüsü ne deseniz olmuyor.

Savunsanız ayrı dert, sussanız ayrı.

Bağırsanız bile çözüm değil çünkü karşıdakiler zaten sizin doğrunuza kapatmışları gözlerini kulaklarını.

Varsa yoksa onların doğrusu, onların yönü, onların istediği.

Linç, kelime anlamı olarak; hiçbir adil yargılama olmadan insanı cezalandırma yöntemidir.

Bilmeyen varsa söyleyelim.

Linç ve demokrasi, linç ve adalet, linç ve hak kavramları pek yan yana durmaz.

O yüzden hak, hukuk, saygı diyecekseniz, uzak duracaksınız.

Ama… diyecekseniz,

Demeyin sakın

Dediniz mi, siz de bir parçası oluverdiniz

Yok

 Linç kültüründen nasibini almış, ağzı yanmışlardan biriyseniz

Geçmiş olsun

Daha da kimse inandıramaz sizi, adalete, hakka, hukuka