Milâdi yılbaşı yaklaşırken bir çok yerde yılbaşı ağacı dikilir oldu.
Büyük alışveriş merkezlerinde.
Otellerin yemek salonlarında.
Bazı yalılarda.
Kimi villalarda.
Kimi sitelerin bahçelerinde.
Birçok mağazanın vitrinlerinde rengarenk süslemelerle donatılmış, yerine göre büyük yerine göre küçük çam ağaçları var.
"Efendim bu gelenek veya adet Hıristiyanlara özgü bir kutlama" imiş.
"Müslümanların böyle bir kutlama yapmaları caiz değilmiş"
Bunun böyle olduğunu bazı Kur'an ayetleri ve Peygamberimizin hadisleriyle ispatlıyorlar.
Ve Müslümanlara seslenerek "Onlara benzemeyin, onların yaptıklarını yapmayın, yılbaşını kutlamayın, bu bize yakışmaz" diyorlar.
Bu uyarı doğru veya yanlış.
Milletimiz onlarca yıldır yılbaşını büyük bir coşkuyla kutluyor.
Yılbaşı, akşam yemeği, hindi doldurması, yılbaşı hediyeleri, şarkılı türkülü, alkollü eğlenceleri ile öyle güzel kutlanıyor ki.
Ayrıca onlara yani Hıristiyanlara benzemek olayı yeni bir şey değil.
Herşeyimizle çok zaman önce onlara benzedik.
Hem de herşeyimizle benzedik.
Kılık kıyafetimizle benzedik.
Modaya uymamızla benzedik.
Harf inkılabıyla benzedik.
Spor uygulamalarımızla benzedik.
Hukuk düzenimizle benzedik.
Eğitim düzenimizle benzedik.
Aile yapımızla benzedik.
Ev dekorumuzla benzedik.
Evlerimizi onlarınki gibi yaparak benzedik.
Çarşı pazar düzenlemelerimizle benzedik.
Daha neler neler.
Batı dünyasına benzemediğimiz, onlar gibi yaşamımızı dizayn etmediğimiz neyimiz var ki?
Sadece nelerimiz onlara benzemiyor biliyor musunuz?
Dinimizle, imanımızla, camimizle ve insanlığımızla.
Ve tabi ki yavaş yavaş yozlaşan gelenek, görenek, örf ve adetlerimizle.
Geriye kalan neyimiz benzemiyor ki ?