Geçen hafta Antalya’da yaşanan bir haciz olayından dolayı satış işlemi vardı. İlanen İcra Dairesi duyurdu. Her borçlu insan ve kurum için uygulanan prosedür neyse aynısı.
Tabi borçlu MURATPAŞA BELEDİYESİ ve satılacak yer MELTEM ÇARŞISI olunca herkes gibi biz gazetecilerin de dikkatini çekti. Kamuoyunu ve Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın KOMŞULARINI bilgilendirmek amacıyla kimimiz haber yaptı kimimiz de köşesine konu etti bu satışı!
“Vay bunu yapan siz misiniz” diye bir dayak yemediğimiz kaldı. Muratpaşa Belediyesini dönemin Başkanı Süleyman Evcilmen’den BORÇSUZ ve hatta kasasında o günün rakamlarıyla 80 MİLYON LİRA ile devralan Başkan Uysal iki dönem sonra BORÇ EDEBİYATI yapmaya başladı.
Önce KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA DAVASI kaynaklı BORÇLAR denildi. Sonra bunlara başkaları eklendi. Sanki Muratpaşa’nın tüm gelirleri bu işe harcanmış da, elde avuçta bir şey kalmamış gibi.
Hatta yetmedi bu borçların 40 yıl öncesine dayandığı açıklandı. Yahu kardeşim, şunun şurasında Muratpaşa ilçe olalı daha kaç yıl oldu da 40 yıldan bahsediyorsunuz!
Hadi bunları geçtik. İcradan satışın haber yapılmasından sonra Ümit Uysal bir açıklama yaparak suçu neredeyse medyaya yükledi. Neymiş efendim, “Muratpaşa’nın borçları nedeniyle bazı çevreler keyif alıyormuş. Konu köpürtülüyormuş!”
Bakın Sayın Başkan; Muratpaşa Belediyesini iflasın eşiğinize getirmenize ne ben, ne başka bir meslektaşım, ne bir Antalyalı, ne de bir muhalif siyasetçi asla sevinmez. Ancak sevinseler sizin içinde bulunduğunuz durum ve ruh halinize gülünecek bir durum olur.
Ortada haber olacak bir durum var ise ki var, elbette milletin dikkatine çekmek için özüne dokunmadan köpürteceğiz. O borçlar yapılırken Muratpaşa Belediye Başkanı koltuğunda bizler değil siz oturuyordunuz. Ve iki dönemdir de siz yönetiyorsunuz koskoca ilçeyi!
O kadar zorunuza gittiyse -ki öyle olmuş- siz de bizlere malzeme olacak konu vermeseydiniz! Borçsuz devraldığınız belediyeyi bu kadar borçlu hale getirip borca borç katıp, mallarının haraç mezat satılmasına neden olmasaydınız!
Vallahi size bir şey söyleyeyim mi? Bu işler ulusal bir gazetede köşe yazmaya benzemiyor. Hele hele “CUMHURİYET” için uzun uzadıya yazmaya hiç ama hiç benzemiyor.
Benim naçizane tavsiyem herkes bildiği işi yapsın. Siz ya avukatlığınızı ya başkanlığınızı, biz gazeteciliğimizi, karpuzcu karpuz satmayı, kahveci köpüklü kahveyi yapsın. Sonra hep birlikte höpürdetip KÖPÜĞÜNÜ ALIRIZ!
--------------------
HİÇBİR İŞİMİZ DOĞRU DEĞİL!
Dün uzunca bir süreden beri ihmal ettiğim Antalyaspor’la ilgili yanlış gittiğine inandığım birkaç konuyu ‘HANGİ İŞİMİZİ DOĞRU YAPIYORUZ ACABA?’ başlığı ile kaleme aldım. Hatta tribünde yaşanan bir olaya ilerideki günlerde değineceğimi ifade ettim.
İnanın Antalayaspor’da görmediğimiz, duymadığımız, yaşanmayan olaylar yaşanıyor. Bunları görünce de üzülmemek için dilimizi ısırıyor, ellerimizi sıkıyoruz. Sinir oluyoruz.
Hafta sonunda 2024-2025 sezonun ilk haftasında Antalyaspor ile Göztepe karşı karşıya geldi. Hava sıcak, rutubet desen tavan yapmış. Takım istenilen seviyede değil, sinirler gergin.
Antalyaspor taraftarları, bazı yöneticilerin LOCADA Fenerbahçe maçını izlediğini fark edince büyük tepki gösterdi. Gösterilmeyecek gibi de değil. Taraftarlar yöneticilere yönelik sert eleştirilerde bulunarak, kendi takımlarının maçına odaklanmaları gerektiğini vurguladı. HAKLILAR!
Ama bundan sonrası vahim. Tepki üzerine o locada bulunan ve SUÇÜSTÜ YAKALANANLAR suçlarını örtbas etmek için ŞEHİR EŞKIYASI gibi tribüne inip taraftara saldırmış. KAFA GÖZ dağıtmışlar!
Yahu böyle bir konuda taraftar tepki göstermiyorsa zaten o kişiler taraftar olamaz, siz de bu hareketiniz ile ne Antalyasporlu ne de yönetici olamazsınız. Madem Fenerbahçe’yi daha çok seviyordunuz Kadıköy’e gidip canlı canlı maçı izleyebilirdiniz. Sizin yaptığınız ÇOK AYIP!
Bu olaylardan sonra tribünlerin efsane lideri TOLGA CÖMERTOĞLU’NUN paylaşımını okudum. Sonuna kadar katılıyor ve altına imzamı atıyorum. Tolga’nın dediği gibi; SEMT TARAFTARIN, DÜKKAN İSE KİRALIK! Aklınızı başınıza alın beyler.
Ha bir de Tolga’nın altını çizdiği bir konu var. Antalyaspor Başkanı Sinan Boztepe’nin ÖZELDEN ÖZÜR DİLEMESİ. Tolga’nın da dediği gibi, “…başkan rajonda bir söz vardır toplum içinde yapılan hatanın özelden özrü kabul olmaz…”
Evet çok ama çok haklı. Zaten YAPTIĞINIZ İŞLER DOĞRU DEĞİL çıkıp ÖZÜR DİLEYİN ve bari bu kez DOĞRU BİR İŞ YAPIN! Ne dersin Başkan?