Bursa Sanayicileri ve İş insanları Derneği’nin (BUSİAD) daveti üzerine dün gittiğim Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde (AKKM)bir fırtınaya tutuldum.
BUSİAD tarafından düzenlenen14’üncü Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu konuşmacılarını dinledim.
Açılışta konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, geçmişi değiştirmenin imkansızlığını ‘zaman makinesi’ adlı filmini hatırlatarak imgelerken “Geleceği değiştirmek, dönüştürmek bizim elimizde” ifadeleri akıllarda yer etti.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, sempozyum açılışındaki hitabında dönüştürmeye insandan başlamak gerektiğine ve üniversitelerin ‘beşerî sermayeyi’ geliştirmedeki rolüne vurgu yaptı.
Kuika, System Optima, System Capital YK Başkanı Süreyya Ciliv, ‘İş’in Geleceği/Global İş Dünyasında Başarının Yolu’ başlıklı sunumunda tecrübelerini paylaştı.
“Global olmazsanız başarı şansınız yok” diyen Ciliv, Türkiye’nin hem nüfus hem de ekonomik olarak dünyanın yüzde 1’i olduğu belirterek “Global oyuncu olmazsanız kendi ülkenizdekilere bile ürününüzü satamıyorsunuz” dedi.
Global olmanın ve küreselde rekabetçiliğin yolunun yenilikçilikten geçtiğini ifade eden Ciliv, ‘zamanın insanı olmak’ gerekliliğinin altını çizerken geçen 10 yılın ‘dijital dönüşüm’ dönemi olduğunu ve o aralıkta yapılan hataları anlatarak örnekledi.
Gelecek 10 yılın şirketlerin dönüşüm zamanı olarak irdeleyen Ciliv, “Dönüşümü yapamayan şirketlerin çoğu yok olacak. Türkiye’deki en büyük 10 holdingin 3-4’ü 10 yıl sonra olmayacak” öngörüsünde bulundu.
Sunumunda ‘İyi işin özü’ başlığını açan Ciliv, şöyle bir şema kurdu:
‘Müşteriye Odak’ koşulu ‘eşsiz müşteri deneyimi’ için ürün hakkında‘faydalı/farklı/güvenilir’ algısı şeklinde izah edildi.
Bu koşulun önünde şirketler için ‘Operasyonel mükemmellik ve verimlilik’ ve ‘Hızlı inovasyon’ adımı bulunuyordu.
Şemanın nihayeti ‘Sürdürülebilir karlı büyüme’ büyüme olarak adlandırıldı.
“Her iş biriminin başında yenilikçi girişimci liderlere ihtiyaç var” diyen Ciliv, şirketlerin bir numaralı önceliğinin liderler bulmak olduğunu belirtirken ‘Lider’in 3 özelliğine vurgu yaptı: Yön tayin eder, takım yönetir, kendini geliştirir.
“Yeni dünya daha global ve daha dijital olacak” öngörüsünü paylaşan Ciliv, şirketler için yaptığı ‘global olma’ ve ‘liderler bulma’ önerilerine üçüncü olarak ‘akıllı sistemler kullan’ tavsiyesini de ekledi ve akıllı sistemlerle rekabette fark yaratılacağını söyledi.
Ciliv’in birikimi büyüleyiciydi… Özellikle lise arkadaşlarıyla çekindiği eski bir fotoğrafı paylaşarak verdiği ‘akıl ve iyi insan’ mesajı son derece kıymetliydi…
***
Ciliv’in sunumu ardından Bursa Yenileşim Ödüllerisahiplerini buldu.
Büyük ödülün İbraş Kauçuk’a verildiği törende Sina Özel Sağlık Hizmetleri, Korteks, Borusan Port Çalışanları, Bursa Beton ve Gökçelik de ödüle layık görüldü.
***
Ödül töreninin ardından Mehmet Ünal, sahne aldı.
Kendini deneysel besteci olarak tanıtan Ünal, hitabı öncesinde demo niteliğinde bir performans sergileyerek katılımcılara bir tutam dijital görsel ve müzik tadım yapma fırsatı verdi.
Ünal, sanatçı kimliğiyle teknolojiye farklı bir perspektiften bakışını üretimleriyle örnekledi.
‘İyi bir ürün, iyi bir fikirle başlıyor’ mottosunun altını çizen Ünal, iyi bir fikir bulmanın önemine atıfla ‘iyi fikir tutkulu insanlardan çıkıyor’ tespitini paylaştı.
Özgün bir sanatçı olma arayışının kendisini teknolojiye farklı bir bakış açısıyla yaklaşamaya ve enstrüman fikrine bir karşı çıkışla her ürünün enstrümana dönüştürülebilmesine dönük deneyimler yaptığını söyleyen Ünal, bu tecrübenin yazılımsal anlamda dönüştüğü ürünleri anlattı.
Ünal, Togg ile yaptıkları iş birliği sonucu ortaya çıkan ‘yeni medya’ üretimine dönük işleri paylaşarak dijital anlamda her bir Togg aracının sanat galerisi olduğunu ve kültür elçisi gibi çalıştığını söyledi.
Ürettikleri yazılımların Togg ile entegrasyonu hakkında bilgiler veren Ünal, gösterdiği yazılımsal ürünlerle Togg’un sadece bir otomobil değil ‘akıllı cihaz’ olduğunu gösterdi.
Mehmet Ünal’ı ve çalışmalarını takip etmekte fayda var…
***
Sempozyum Togg Ceo’su M. Gürcan Karakaş’un sunumuyla tamamlandı.
Togg’un ‘YeniLige Yolculuk’ diye adlandırılan serüvenini anlatan Karakaş, sözlerine ‘Her bir şey bir hayal ile başlıyor’ diyerek giriş yaptı.
Dünyanın en modern mobilite ekosistemini kurmak amacıyla yola çıktıklarını ifade eden Karakaş, “Eğer bir otomobil firması olarak dünyaya gelseydik 150 yıldır bu işleri yapan devlerle rekabet ediyor olacaktık. Dünyanın yeni bir otomobil üreticisine ihtiyacı yok” sözlerini şöyle perçinledi:
“Biz, önce 6 ay boyunca sektörün ve teknolojinin nereye gittiğini görmeye çalıştık. Ve 10 yıl sonrasının dünyasını hayal etmeye çalıştık ve şunu gördük; artık olay yalnızca a noktasından b noktasına gitmek olmayacak. Otomobil değişecek dönüşecek ve bir yaşam alanı haline gelecek. O nedenle ‘bir otomobilden fazlası’ dedik.”
‘Cep telefonun başına ne geldiyse akıllı telefonlara geçerken otomobilin başına da o geliyor’ diyen Karakaş, “Yalnızca akıllı araç değil mobilite ekosistemi kurmamız gerektiğini gördük. Küresel ölçekte rekabet edecek bir şirket olmak üzere yola çıktık” dedi.
T10X modelin bugün itibariyle 44 bin adetle yollarda olduğunu ve satış rekoru kırdıklarını söyleyen Karakaş, yüzde 100 fikri ve sınai mülkiyetin Türkiye’ye ait olduğunu belirterek yola çıktıklarında yüzde 51 yerlilik ile başladıklarını ve yüzde 68’lere çıktığını söyledi.
Togg’un ‘müşteri/kullanıcı odaklı’ karakterine vurgu yapan Karakaş, Togg’un dijital olarak yenilikçi konsepti ile kullanıcılar açısından hayatı daha kaliteli hale getirdiğini savundu.
‘Trumore’dijital deneyim platformu hakkında bilgi veren Karakaş, Trumore’un Togg’u tüm rakiplerinden ayıran özelliği olduğunu vurguladı.
Ülke genelinde şarj istasyonu sayısının 770’e ulaştığını açıklayan Karakaş, Siro ile birlikte batarya üretebilmenin de kendileri için ayrıştırıcı bir rolü olduğunu ve 2026 yılında hücre üretir hale geleceklerini söyledi.
Karakaş, Togg’un 9 ülkeden 3 bin 600’den fazla çalışanı olduğunu ve kadın çalışan oranın yüzde 26 düzeyinde bulunduğunu belirtti.
“Türkiye’de pırlanta gibi mühendislerimiz var ve teknolojiye çok vakıflar” diyen Karakaş, Togg’un ülkenin mühendislik zekasını organize etme gücüne de atıfta bulundu.
Katılımcıların tam konsantrasyonla dinlediği Karakaş, sunumunda ülkemiz adına gururumuz olan Togg’un geleceği nasıl tasarladığını anlattı.
Her bir ifadesini tek tek aktarmak isterim ama bugünlük bu kadar. Bitirirken ifade edeyim ki Süreyya Ciliv’in anlattığı teorinin Togg ile realize olduğunu görüyoruz.
Elbette M. Gürcan Karakaş. İyi ki var. Togg gururumuzun sembol isimlerinden biri olarak yine bizden bir temsili bize gösterdi.
***
Salonu dolduran kalabalık için son derece verimli bir sempozyum oldu. BUSİAD’ı müthiş bir eşleşme yaparak gerçekleştirdiği program için kutlarım.
Ülkesi için düşünen ve üretenlere saygıyla…