Çok yakın ve beklenmedik bir örneği, altıncı sınıftayken kızımla yaşamıştım.

İlkokul sıralarında da olmuştu birkaç vaka ama küçükler diye çok üzerine gitmemiştim, gördüm ki iyi niyetim tamamen yanlışmış.

Ve çocukların birbirlerine olan acımasızlıklarına inanamamıştım, hala da bu tutum beni kalben yaralamaya devam eder.

Çünkü okul hep güzel anılarımızın olduğu, olmasını istediğim, gitmek için can attığımız bir mekan, bir yuva olmalı kanımca.

Ancak hiç öyle değil.

Şimdiki anne ve babaların durumunu görünce, şaşırmamam, üzülmemem gerektiğinin farkındayım aslında.

Devamında akran zorbalığının o kadar farklı şekil ve büyük boyutta olanlarını gördüm ki, eğitimin sadece matematik ya da edebiyattan, ders not ortalamasından ibaret değil, öncelikle doğumdan itibaren aileden geldiğine her defasında tekrar tekrar şahit oldum.

Eskiden varlığını, zenginliğini göstermekten imtina eden, ahlaki değerlerle bütünleşmiş ebeveynlerin, aynı önemle yetiştirdiği evlatlar varken, şimdi varlığını göstermek için bağıran, görgüsüz, saygısız, merhametsiz, acımasız, ahlaksız ve eğitimsiz bir kesim, bir nesil var maalesef.

Acı ama gerçek.

Sınıftaki hiçbir çocukla ilgili empati yapmadan sadece kendi çocuğunu savunan ve düşünen, çocuğunun yaptığı yanlışa rağmen onu savunmaya devam eden, gerek öğretmeni, gerek diğer çocukları, velileri tehdit eden, özür nedir bilmeyen, mal varlığıyla insanları ezmeye çalışanların oluşturduğu bir nesil, bir kesim

Öyle olmayanları elbette tenzih ediyorum ancak durum o kadar vahim, örnekler o kadar çok ki, neredeyse bu duruma maruz kalmayan, en küçük bir hatasında başı büyük derde girmeyen çocuk kalmamış ve onlar için okul tam bir kâbusa dönüşmüş durumda.

Bunu ailesine anlatamayan, okuldaki öğretmenlerine ifade edemeyen, iyice içine kapanan, okuldan ve derslerinden soğuyan, başarısı giderek düşen çocukların sayısının artışını görüyor muyuz?

Okulların birer korku evi olmasının önüne geçmek, öğrenmenin aileden başlayıp ömür boyu süreceğinin bilincinde olmak, ebeveyn olmanın sadece doğurmak, tüketim ihtiyaçlarını karşılamak olmadığı, çocukların önce sevilmesinin, değerli olduğunu fark ettirmenin, iyiliğin öneminin öğretilmesi gerek.

Şimdilerde kaybedilen toplumsal ahlaki tavrın,  birlikte yaşamanın getirdiği asgari müştereğin koşul ve davranışlarının, önce benimsenmesi, ailede uygulanması ve ardından çocuğa öğretilmesi gerektiğinin farkında mıyız?

Maalesef aile yapımız bozulduğu, ekonomik sorunlar arttığı, bireyler arasındaki uçurum büyüdüğü sürece sadece okullardaki akran zorbalığı artmıyor.

Şiddet daha da görünür ve korkusuz olarak ortaya çıkıyor.

Yaptığı yanlışı bile yanlış olarak görmeyen bireyler, farklı eğilimler gösteriyor.

Ve okullar eğitim yuvası olmaktan çıkıp, bambaşka mekânlara dönüşüyor.

Bunu azaltmak elimizde mi?

Elbette

Kontrol mekanizmasını iyi sağlamak, okullardaki eşitsizliği minimuma indirmek, ebeveyn müdahalesini okulda azaltmak önemli

Ama ondan daha önemlisi ebeveyn eğitimi.

Çünkü zorbalık ta, iyilik te ailede başlıyor,

Ailesinde dayak gören çocuk dayağa yöneliyor, herkesi de kendi gibi zannediyor.

Değiştirmek mümkün mü, evet

Ama zaman alır.

O yüzden kaybedecek bir saniyemiz bile yok!