Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin şubat ayı toplantısının ilk oturumu dün gerçekleştirildi.
Meclis, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Terzi, proje yürütücülüğünü yaptığı ‘Bursa Çevre Düzeni Planı’ hakkında sunumu ile başladı.
Mezkûr sunum dolayısıyla Meclis’te gündem dışı konuşmalar ikinci oturuma bırakıldı.
Sadece, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Sözcüsü İsmail Şenol, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin yaşadığı sağlık problemi sonrasında özellikle sosyal mecralarda birtakım dejenere çevrelerin ahlak, etik ve vicdanla bağdaşmayan çirkin yorum ve paylaşımlarını kınarken Türkmen Beyi’ne sağlıklı uzun ömürler diledi.
Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de ‘Sayın Devlet Bahçeli’ye geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz’ dedi.
***
‘Bursa’nın anayasası olacak’ denilen “2050 vizyonlu 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı” çalışmalarına dair yapılan sunumu yorumlamadan şunları söylemeliyiz:
Bursa’nın halihazırda bir planı var! Yok değil! Fakat eski.
Mevzuat, ‘yenisi yapılana kadar eskisi geçerlidir’ diyor.
Bursa için sorun aslında planın eski olması veya kanunen geçerliliği olmaması değil, 98’den 2020 öngörüsü ile yapılan planlamanın delik deşik edilmesidir.
Öyle ki planın hiçbir öngörüsü tutmamış, vaat ettiği korumayı gerçekleştirememiştir. Haliyle Bursa’nın bir plana ihtiyacı olduğu gerçeği, kent dinamiklerinin ortak kabulüdür.
Peki, nasıl bir plan?
Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, ‘kentin ve kentlinin uzlaşma protokolü olacak’ diye tanımladığı planın herkesin mutabık kalacağı şekilde olacağını savundu.
Açıkçası bu konuda Sayın Bozbey’in samimi olduğuna inanmak istiyorum fakat bugüne kadar aldığı kararlar bunun pek de mümkün olmadığını gösteriyor.
Yani bir yandan plan yayıp öte yandan kentin ortasındaki Karapınar Mahallesi’nde tarla ve yeşil alanları sanayi parseline dönüştürmek bu samimiyeti ortadan kaldırıyor.
Yine ‘Yeniden Yeşil Bursa’ diyerek plan yaparken Nilüfer Gümüştepe’de olduğu gibi orman alanını konut alanına çeviren zihniyette samimiyet aramak romantiklik sayılabilir.
***
Sayın Bozbey, “Hiçbir meclis üyesi de bu sürecin dışında kalamaz, kalmamalıdır da zaten” dedi ama sunum öylesine sıkıcıydı ki bazı meclis üyelerinin uyumamak için kendini zor tuttuğunu, bazılarının salondan çıktığını gördük.
Bu noktada haksızlık etmiş olmamak adına ifade edelim, plan sürecinde 12 üniversiteden 32 akademisyen var. Her birinin emeğinin kıymetli olduğuna inanıyorum. Fakat henüz ortaya somut bir manzara çıkmadan yapılan bu sunumun, biraz ‘dostlar alışverişte görsün’ mantığıyla yapıldığını düşünüyorum.
Tabi bu noktada Sayın Bozbey’in kendinden önceki yönetimin Batı Katı Atık Entegre Tesisi’nin Kayapa’da yapılmasını uygun bulan bilimsel raporları hakkında kullandığı ifadeleri de unutmamak gerek.
Sayın Bozbey, söz konusu bilimsel raporları kast ederek ‘onların nasıl alındığını biliyoruz’ demiş ve bilimsel çalışmaların satın alınabilirliğini ima etmişti.
Şimdi acaba Bursa kamuoyu, bu 12 üniversiteden 32 akademisyene nasıl güvenecek?
***
Sunumun ardından AK Parti Grup Sözcüsü Şahin Biba, ‘Bursa Planlama Ajansı’ hakkındaki soru önergelerini dile getirdi ve şu soruları yöneltti:
-Bursa Planlama Ajansı’nın statüsü nedir?
-Ajansın kurgusu nasıl yapıldı?
-Ajansın yönetim şeması nedir?
-Ajansın harcamaları nasıl karşılanıyor?
-Ajansın hizmet alım süreçleri nasıl gerçekleştiriliyor?
Meclisi yöneten Mustafa Bozbey, Şahin Biba’nın sorularının hepsine yanıt vermedi.
Bursa Planlama Ajansı’nın bir müdürlüğün altında büro olarak çalıştığını söyleyen Bozbey, bu ajansı şirketleştirmek istediklerini açıkladı.
Planlama ajansında kadro ve yönetim kurgusunun nasıl yapıldığı, harcamalarının nasıl fonlandığı, hizmet alımlarının neye göre gerçekleştiği havada kaldı.
Bu sorular önemliydi zira ‘bilimsel çalışmaların satılabilir’ olduğunu düşünen Sayın Bozbey’in bilimsel bir çalışma için seçtiği isimlerin de kurgunun da güvenilirliği şaibeli haldedir.
Yani Sayın Bozbey’in tüm çalışma sonunda istediği değişiklikleri yaptırabileceği bir ekip kurduğunu düşünmekten alıkoyacak bir izlenimi olan var mı?
Bence Sayın Bozbey, ajansı şirketleştirmeyi değil vakıflaştırmayı düşünmeli malum şirket yönetiminde vakıf yönetiminde olduğu kadar maharetli değil.
***
Sözüm ona ‘kent anayasası’ ama daha yazılmadan delik deşik yamalı bohça gibi bir hava veriyor. Eski yeni verilerden karman çorman bir analiz illüzyonu…
Bursa Planlama Ajansı’nın ortaya çıkacak planı koruyup kollayacağı söyleniyor ya herhalde o şirket de Bursa’nın AYM’si olacak. Bakalım bu AYM, kent uzlaşısını nasıl bir karara bağlayacak?
Akademik onurunu muhafaza edenlere saygıyla…