Geçtiğimiz hafta Antalya’da hava bir hayli güzeldi.

Neredeyse yazdan kalma günler yaşadık.

Güneş yüzünü gösterdi göstermesine de güneşe aldırıp incecik kıyafetlerle kendini dışarıya atanlar şifayı kaptı.

Asla yanlış anlamayın yargılamak için demiyorum bunlardan biri de benim.

Sıkı giyinmiş olmama rağmen şifayı kapanlar kervanına bende girdim.

***

4 Ocak’ta başlayan boğaz ve eklem ağrısı, üzerinden birkaç gün geçtikten sonra yerini ağır bir boğaz enfeksiyonuna bıraktı.

Hastanelik olduk anlayacağınız.

Lakin ben böyle bir hastalık görmedim.

Hastalığın başladığı günden bugüne kadar neredeyse 10 gün geçti.

Vurdurduğum iğnelere ve kullandığım ilaçlara rağmen halen bir iyileşme emaresi göstermedi hastalık. Bitki çaylarını saymıyorum bile

Her gün ilaçlarında etkisiyle 4-5 tişört değiştiriyorum terlemekten dolayı.

“Toksinleri vücuttan atıyorum diyorum” ama nafile. Bitmeyen bir toksin gerçekten…

***

Her yıl hasta oluyorum, çoğu kez ağır geçiriyorum ama bu seferki gerçekten yatağa düşürdü.

Yalancı bahara filan aldırmayın.

Önleminizi almadan dışarı atmayın kendinizi.

“Hava güzel şöyle bir sahile ineyim” filan demeyin kesinlikle.

Eğer kaçamak yapacaksanız da kalın giyinin ya da yanınıza alın.

Vitaminlerinizi eksik etmeyin.

Salgın dönemindeyiz aman diyeyim yoksa benim gibi sürünürsünüz.

***

Hastalıklar baş gösterince doğal olarak hastanelerde dolup taştı.

Bir de aile hekimlerinin greve gitmesiyle birlikte hastanelerin acil servislerinde adım atacak yer kalmadı.

3-4 gündür iğne vurulmak için acile gidiyorum.

Her gittiğimde manzara aynı; sonu görünmeyen hasta kuyruğu…

Kimisi öksürüyor, kimisi baygınlık geçiriyor.

Kimisi de benim gibi iğne yaptırmak için sıra bekliyor.

***

Zaten hastalığın derdi yetmezmiş gibi bir de saatlerce bitmeyen sıra çilesiyle uğraşıyoruz.

Acil servis adı üstünde değil mi yoğunluk olmaması lazım ilk müdahalenin acil olarak uygulanması gerekiyor.

Rahatsızlandığımın ilk günü 8 Ocak Çarşamba akşamı Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne gittim.

Ayıla bayıla o kalabalık sırayı beklemek zorunda kaldım. Önce triyaj ve hasta kayıt sırası sonra Yeşil Alan’da doktora ulaşma sırası, doktordan çıktıktan sonra enjeksiyon sırası yok o sırası yok bu sırası…

Yeşil Alan’da tek bir doktor görev yapıyor ve yüzlerce hasta var.

Doktor ne yapsın, onlarca hastayla elinden geldiği kadar ilgileniyor.

Her yerde olduğu gibi burada da bir sıkıntı var ama ne?