Büyükşehir Belediyesi, M. Bozbey başkanlığındaki ilk Meclis Toplantısı’nı gerçekleştirdi.

Cumhur İttifakı’nın çoğunlukta olduğu Meclis, su fiyatlarına yüzde 25 indirim ve tabelalarda Türkçe kullanımı kararını oy birliğiyle aldı.

Vaatleri arasında bulunan su fiyatlarında indirimi uygulamaya alarak M. Bozbey, güven verirken ‘tabelalarda Türkçe dil kullanımı’ kararı popülist bir adım olarak kaldı.

Zira bu karar daha önce de alınmış uygulamada eksik kalmıştı.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) önceki dönem Bursa Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi İhsan Bilgili ağabey hatırlattı.

MHP’li Bilgili paylaştığı mesajında konuyu şu ifadelerle özetledi:

Tabelaların Türkçe olması, Türkçenin doğru kullanımı ve tabelalardaki bozuk Türkçe ve yabancı dil kullanımının düzenlenmesi konusunda 19.11.2015 tarihinde verdiğim önerge üzerine Bursa Büyükşehir Belediye Meclis komisyonlarının konuyu uzun uzun görüşmeleri sonucunda 16 Mart 2017 günü Büyükşehir meclisinde oy birliğiyle karar alındı.

Bir süredir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde MHP Grubu olarak dile getirip önlem alınmasını istediğimiz hususta önergemiz üzerine; Büyükşehir Belediyesi'nin ‘İlan ve Reklam Yönetmeliği’ne bir madde eklenmesi suretiyle (46. madde) ‘Kullanılan ilan ve reklamların, Türkçe dil bilgisi ve yazım kurallarına uygun olma şartı’ yani yabancı isimli markalar dışında tabelalarda artık yabancı dil kullanılması yasağı getirilmiş oldu.

Büyükşehir Belediye Başkanımız sn. Mustafa Bozbey'in önerisiyle dün yapılan Büyükşehir Meclisi’nde bu yönde bir karar daha alındığını öğrendim. Mevzuat boşluğu olmadığını düşünüyorum. İzah ettiğim üzere geçmişte de Türkçe tabelalar konusunda meclis kararımız var. Burada önemli olan uygulamadır. Zabıta gücüyle konuyu takip etmek gerekiyor. Belediye başkanlarımızdan bunu bekliyoruz. Ayrıca bu konuyu bir milli bilinç haline getirmemiz gerekiyor. Dikkat edilirse benim önergemde Türkçe’nin doğru kullanılması isteği de vardır. Yani 'simiti' 'simit's', 'başka'yı 'bascha' vb. şekilde bozarak kullanımlara da müsaade etmememiz gerekiyor.

***

Bu noktadan hareketle alınan kararın ne derece uygulanabileceğini takip edeceğiz.

Sayın İhsan Bilgili’nin de ifade ettiği ‘Türkçe’nin doğru kullanımı’ ilkesinden bahisle kararın popülist mi yoksa samimi mi olduğunu göreceğiz.

Mezkûr kararın yabancı düşmanlığı/karşıtlığı referansıyla mı yahut gerçek anlamda en büyük hazinemiz olan Türkçe’nin muhafazası düşüncesiyle mi alındı daha iyi anlayacağız.

İlk anda Suriyeliler üzerinden Arapça’yı hedef alan bu karar, örneğin Kürtçe’ye karşı da uygulanacak mı?

Yine İngilizce, Rusça, Almanca tabelalar kapsam içinde mi?

Mesela Bursa’da bir CHP tutumu gibi aksettirilen bu kararın benzeri acaba Kilis, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, Aydın, İzmir gibi CHP idaresindeki şehirlerde de alınıp uygulanabilir mi?

Sanmıyorum.

***

Elbette konunun sadece ‘dil’ olmadığının farkındayız. Sorun, çözüm alanından uzaklaşıp sorunsala dönüşüyor.

Bu haldeyken kentlerdeki kamplaşmalar, popüler kullanımıyla gettolar üzerine uygulanabilecek en basit ve şovenist adım bu.

Sorunu çözer mi? Hayır!

Sorunun görünürlüğünü örter mi? Hayır!

Ortada ekonomik bir gerçeklik ve sosyolojik bir vaka varken çözüm üretmeyen karar, bir yönüyle onanizm değil de nedir?

Düşünen, düşünebilen ve düşünmek isteyen doğru cevabı bulacaktır.

***

Elma dersem çık!

İran, İsrail’e saldırmış da mışmış!

Yok yüzlerce kamikaze iha, yok onlarca balistik füze fırlatmış.

Sonuç ne?

Hepsi, bir tek bile ispat almadan havada imha edilmiş!

Öyleyse bu saldırı kime yaradı?

Ne sonuç üretti?

Akan mazlum kanını durdurdu mu?

Yoksa canavara kendi vahşiliğine meşru bir zemin oluşturma fırsatı mı verdi?

AK Parti Bursa Milletvekili, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanvekili, TBMM Bosna-Hersek Dostluk Grubu Başkanı Refik Özen, konuyu ne de güzel özetledi:

“Tüm dünya İran’la İsrail arasında yaşanan canlı tiyatroyu izliyor… Elma dersem çık, armut dersem çıkma…”

Saygıyla…