Türk kültürü ve mitolojisinde kozmik bir motif olarak değerlendirilen ağacın özel bir yeri vardır. Tıpkı hayatın kendisi gibi ağaç sembolü de aslında içinde doğumu, ölümü, aydınlığı, karanlığı, bilgeliği, ölümsüzlüğü barındırmış; ruhların uçmağa yolculuğunda yolun bizzat kendisini sembolize etmiş, yeryüzü, gökyüzü ve yeraltını birbirine bağladığına inanılmış, tarihî ve mitolojik olarak öteki dünya ile kimi zaman doğumun kimi zaman da ölümün bağlantı noktası olmuştur.

***

İslamiyet’in kabulünden sonra da bu inancın bir yansıması olarak mezarlara ağaç dikilmeye devam etmiş, mezar taşları da kutsal ağaç motifleri ile süslenmiştir. Türk mitolojik anlatılarında ve kam ritüellerinde, ruhların göçtüğü/uçtuğu kozmik bir kapı görevi gören ağaçlardan sayılan Akçam, Karaçam, Kayın, Sedir, Çınar, Ihlamur ve Servi ağaçları İslam’dan sonra yerini hurma, elma, nar ve gül ağaçlarına bırakmıştır.

***

Şüphesiz Türkler, İslam inancını kabul ettiklerinde de hem dinî hem de kültürel yaşamlarında önemli ölçüde değişim yaşamıştır. Ancak bu değişim hiçbir surette genetik hafızayı yok etmemiş, Türklerin eski inançları ve kültürel kodları bir şekilde İslamiyet ile kaynaşmış ve yeni bir sentezle varlığını devam ettirmiştir. Bugün hâlihazırda Anadolu coğrafyasında birçok dinî ve kültürel ritüel, mitolojik zamanlardan beri Türklerin inandığı dinlerin ve oluşturdukları kültürel belleğin yansımasından başka bir şey değildir.

***

Her hafta mezar taşları üzerine estetik bir görünüm vermenin ötesinde simgesel anlamları ile dikkat çeken, Türk milletinin gönlünde, tarihî hafızasında ve mitolojik kodlarında geçmişten bugüne yer almış ve almaya devam etmekte olan çeşitli motifleri anlatmaya devam ediyoruz. Zira mezar taşları üzerindeki süslemeler “bu dünya” ile “öteki dünya” arasında bağ kuran “simgeler dünyası” gibidir. Başka hiçbir sanat dalında ölümle yaşam bu kadar iç içe değildir.

***

Kültürel hafızaya kaydedilerek nesilden nesile aktarılan bu motiflerden biri de Hurma Ağacıdır. Türkler Hurma’yı, Divân-ı Lügati’t-Türk’te “Balasagun ile Buhara ve Semerkand arasında yaşayan Türkleşmiş bulunan bir ulus” olarak geçen Soğd halkından öğrenmişlerdir.

İslamiyet’te cennete özgü ağaçlar arasında sayılan hurma, ölümle yaşam arasında bir köprü oluşturarak “sonsuz yaşamı” simgelemektedir. Yaşamın ve ölümsüzlüğün sembolü olarak düşünülen bu ağacın mezar taşında bir motif olarak görülmesinin sebebini bazı araştırmacılar, mezarda yatan kişinin hacı olduğuna işaret ettiği görüşüne bağlar.

Selçuklularda ve Osmanlılarda sıklıkla kullanılan bu motifin kanımca anlamı Türk insanının mezarda yatan atasının bu ağaçla Tanrı’ya dolayısıyla sonsuzluğa erişeceği dileğinden başka bir şey değildir. Ayrıca içinde hurmanın geçtiği ayetleri incelerken bir detay daha araştırmacıların dikkatini çeker. 

***

Kur’an da cennet ayetlerinde cennetteki kişilerin hurma diplerine uzanarak orada gölgelenecekleri anlatılır. Konu ile ilgilenen araştırmacılara göre üzerinde hurma ağacı resmedilmiş mezar taşlarının çoğunluğunun, o mezara ait baş taşı olduğu düşünülürse, bu kişiler de sanki uzanmışlar ve bu hurmaların gölgelerinde gölgeleniyorlarmış gibi bir durum ortaya çıkar.

***

Ayetteki manayı bir dua neşesiyle hayata geçirmek istercesine hazırlanan bu kompozisyonda atalarımızın ayrıca duyarlılığı da bir hayli dikkat çekicidir. Anlaşılacağı üzere binlerce yıldır toplumsal hafızaya yerleşmiş olan ağaç kültünün, İslamiyet ile birlikte şekil değiştirerek halkın ortak hafızasında nesiller boyunca varlığını sürdürmüş hatta İslami karakter kazanmış olduğu bir gerçektir.