Türk kültür ve uygarlığının en değerli hazinelerinden birini oluşturan damgalar Türk boylarının yaşadıkları her yerde ve her dönemde anıtlarda, yazıtlarda, dikili taşlarda, kayalarda, süs ve kullanım eşyalarında ve mezar taşlarında adeta kültürel kimliğin ifadesi, sembolü olarak karşımıza çıkar.

***

Esasen damga adını verdiğimiz bu işaretler birer sanat eseri olmaktan öte bir duygu ya da sosyo-kültürel hayatın yansımalarıdır. Başka bir deyişle ilk görünüşte çok basit bir sembol, figür ve motif olarak görülen bu damgalar, tarihin belli bir noktasındaki zihniyet ve tutumların somut ürün ve işaretleri olarak kabul edilmektedir

***

Yapılan araştırmalardan edindiğimiz bilgiye göre önceleri Türk inanç sisteminin bir ürünü olarak ritüel amaçlı kullanılan damgalar, sonradan farklı anlam ve görev yüklenerek (Kök)türk harflerine kaynaklık etmiştir. Türk alfabesinin ve yazısının ortaya çıkmasından, gelişip yaygınlaşmasından sonra da, Türk yaşayış ve inanışının en belirgin ve en karakteristik ögesi olarak varlığını hala sürdürmektedir.

***

Köktürk alfabesinin temelini oluşturan bu damgalardan biri olan “eb” damgası da bunlardan biridir. Ve güzel şehrimizde bulunan bazı yapılarda, analarımızın ilmik ilmik dokuduğu halı ve kilimlerimizde ayrıca bazı mezar taşlarımızda görülen süslemelerde hala varlığını sürdürmektedir. “Eb” kelimesi, Köktürk harfli yazıtlarda “çadır, konut, karargâh” gibi anlamlarda sıkça kullanılmıştır. Bu sebepten dolayı kanımca mezar taşlarındaki kullanılış amacı da “ebedi evi, meskeni” olduğunu düşünüyorum.

***

Modern çağın insanına, geleneksel kültür unsurlarının hatırlatılması, kültür, inanç ve medeniyetimizin temelinin sağlam köklere dayandığının kanıtlanması, toplumumuzda sevgi, saygı, anlayış ve birlik duygusunun yüzyıllardır var olduğunu bildirerek bu duyguları tazelemek, atalarımızın kültürel birikimlerini ve İslâmiyet’i tüm zenginliğiyle yaşatıp geliştirdiğini hatırlatmak, medeniyet kavramının Türk milletinde ne denli görkemli ve olgun bir kökünün olduğunu somut olarak göstermek amaçlarıyla her hafta sizlerle bu köşede buluşuyor ve yapılacak diğer çalışmalara örnek teşkil etmesini diliyorum.

***

Ayrıca mezar taşlarını korumak ve bu taşların önemlerinin farkına varmak, bu yapıların sadece birer taş olmadığı bilincinin gelişmesi, toplumun özlediği zarafet ve sanat ortamının ölümde dahi bulunduğunu göstermek amacı içerisinde yazılarıma devam edeceğim.