Halk arasında en yaygın olarak kullanılan atasözlerinden biri ‘Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer’ atasözüdür. Geçmişten günümüze kadar pek çok farklı amaç altında en etkili atasözlerinden birisi olarak kullanılmıştır. Bu atasözü anlam olarak; bir olaydan gerekli dersi alan, zarar gören ve bunu bir daha yapmayacağından emin olunan kişiler için söylenir. 
Her yapılan iş bir sonrakinin öncüsü habercisidir. Biri diğeri için ders niteliğindedir. Dersinize iyi çalışır ödevinizi iyi yaparsanız başarıyla yaşarsınız. Ancak bu hep böyle gitmeyebilir. İşte bugünkü konumuzun mevzusu da bununla birebir örtüşüyor. 
Türkiye, Konyaaltı ilçesinde 12 Nisan'da meydana gelen, 1 kişinin yaşamını yitirdiği, 7 kişinin yaralandığı ve mahsur kalan 174 kişinin 23 saatte kurtarıldığı TELEFERİK KAZASI ile sarsıldı.
Dönemin ANET Yönetim Kurulu Başkanı ve kazanın yaşandığı günlerde çiçeği burnunda Kepez Belediye Başkanı olan Mesut Kocagöz, olayın sorumluları arasında görülüp tutuklandı. 57 gün cezaevinde kaldı.


Kocagöz’ün kendisine sorsanız o 57 gün sanırım 57 yıla bedel oldu. Başkan, 11 Haziran’da tahliye edilip cezaevinden çıktıktan sonra önceki gün bir ajansa mülakat verip yaşadıklarını detaylarıyla anlatmış. Uzun uzadıya hikayenin içinde ders çıkartılacak, ibretlik bölümler var. Ancak kendisinin KEPEZ’E TELEFERİK PROJESİ konusunda anlattıkları ön planı çıktı.
Mesut Kocagöz, adaylık sürecinde KEPEZ ÜSTÜ için TELEFERİK PROJESİ vaadi olduğunu, bu projeyi yaşanan kaza ve cezaevi sürecinden sonra İPTAL ETTİĞİNİ açıkladı. Tabi bu cümlenin bir alt yapısı var. Kocagöz diyor ki, “O teleferik kazası da aslında sistem hatası değil, operatör hatası. Yüzlerce kez durdu orası, çünkü ani hava değişikliğine duyarlı bir yer teleferik. Meteoroloji bize bilgi verir, fırtına çıkacak diye ne yapacaksınız? Millet havada ama durdurursunuz. Oranın kurtarma motoru ile manuel tahliye edersiniz. Bu arkadaşımız ikinci kez bastı ya, çalıştırmasaydı kaza olmayacaktı”
Ve Başkan Kocagöz’ün son sözü ise, "TELEFERİĞİN 'T'SİNİ AĞZIMA ALMAK İSTEMEM" olmuş. Hayatını karartan bu olayı üç kelime özetlemiş aslında Kocagöz. Yazımın başında örneğini verdiğim gibi, SÜTTEN AĞZI YANMIŞ, YOĞURDU ÜFLEYEREK YERKEN alınması gereken dersi almış. Amma kaybeden de KEPEZ olmuş!
-------------------
KEŞKE HAKLI ÇIKMASAYDIM!
Pazartesi günkü yazımda ‘Hangi işimizi doğru yapıyoruz acaba?’ başlıklı bir yazıyı kaleme aldım. Antalyaspor üzerinden birçok yanlışa dem vurdum. İnanın üzülerek yazdım yanlışları, acaba doğru bir iş yapar da düzeltebilir miyiz kendimizi diye. Amma ne mümkün!
Yazımın üzerinden birkaç gün geçmeden önce Antalya Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Sistemi’nden ŞOKE edici bir konu masama konuldu. Peşinden de Antalyaspor’daki bir konu!


Ben önce toplu ulaşımla alakalı gelen şikâyeti aktarayım. Günlerden 13 Ağustos Salı, saat 17.49. Elektronik sistemde otobüslerin duraklara geliş saatleri yazıyor. Önce başka bir şey sandım. Bir daha baktım. Acaba gözlük numaram mı değişti diye tereddüt yaşadım. Yok yok. Herhangi bir otobüsün herhangi bir hattaki durağa geliş süresi 300 dakikanın üzerinde. Yani ortalama 5 saat.
Antalya’nın 40 derece sıcağında hele hele mesai çıkışında bu süre sizce makul bir süre mi? Sanmam. Ya sistemde hata var ya da birileri vatandaşla dalga geçiyor. Yahu sizin hiç mi sosyal medya hesabınız yok. Hadi arıza yaptı oradan duyuru yapın da insanları çileden çıkartmayın. Zaten insanlar sıcaktan bunalmış bir de siz üstüne tuz biber ekmeyin.
-----------------
NE ZAMAN DOĞRU YAPACAKSINIZ?
Antalyaspor’da yapılan yanlışları tek tek sıralamıştım. Taaa teknik ekip seçiminden Göztepe maçında yaşanan olaylara kadar. Antalyaspor yönetimi maalesef bana göre sınıfta kalmıştır. Önceki gün akşam Antalyaspor A.Ş. Başkanı Sinan Boztepe, LİDER HABER’de yayınlanan ‘TAM SAHA’ programına katılmış. Maçtaki olaydan BİKİNİLİ forma reklamına kadar konuşmuş ve bazı noktalar için ÖZÜR dilemiş.


Benim kendileri ile bir derdim yok ancak bir tarafı doğrultmak isterken diğer tarafı eğri yapıyorlar. Bunun en canlı son örneği ise baştan beri karşı çıktığım Zymer Bytyqi transferi. Bu konuyu da ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Konyaspor’dan transfer edilen Bytyqi, geçen sezonun son golünü atmıştı. Bu sezon sözleşmesi tek taraflı feshedilen futbolcu bu kez öyle bir gol attı ki sormayın gitsin!
Zymer Bytyqi, alacaklarının ödenmemesi nedeniyle UEFA’ya başvurup Antalyaspor’u şikâyet etti. 2 milyon euro gibi bir ödeme tablosu ile karşılaşan kırmızı beyazlıların transfer tahtası tekrar kapatıldı. Şok üstüne şok, hata üstüne hata. Evet ben de Sinan Boztepe ve ekibine soruyorum, “Acaba ne zaman doğru bir iş yapacaksınız?”