Semboller, insan düşüncesinin ait olduğu toplumun ideolojisinin resme dökülmüş, somutlaşmış biçimleridir. Düşüncenin, görsel olarak ifade edilmesidir. Dolayısıyla, geçmişte yaşamış toplumların, nasıl ve ne şekilde düşündüklerini anlamak için onların hangi sembolleri kullandıkları ve bu sembollere ne gibi anlamlar yüklediklerine de bakılması gerekir. 
***
Bilindiği üzere toplumların kendi kültürel değerlerini yaşatma arzuları ve hatta çabaları vardır. Bu arzu her toplumu kendi millî sembollerini oluşturma ve kullanmaya itmiştir. Bu semboller, temel insanlık kültürü bakımından kimi ortaklıklar gösteriyorlarsa da, toplumların yaşadıkları coğrafyaya, soy-sop özelliklerine, kısaca kendi kültürlerine göre şekillenmiştir. 
***
Toplum için önemli ve özellikle hayati görülen semboller öne çıkarılmıştır. Türk kültürü söz konusu olduğunda da durum böyledir. Türk kültüründe önem atfedilen bütün unsurlar sembolleştirilmiştir.  Bana göre semboller bir milletin tarihinde ayak izleri gibidir. 
***
Bu ayak izleri takip edilerek milletler hakkında bir kanaate varmak mümkündür. Atalarımız duygu ve düşüncelerini ifadede sembolik bir dil kullanmışlar. Sembolik dil unsurlarından biri de sayılardır.
Soyut kavramları somutlaştırmak için kullanılan ‘sayı’ ifadelerini, kültürleri içinde anlamlı bir bütün olarak kullanan Türkler, gerek yaşadıkları coğrafya sebebiyle olsun, gerekse nesilden nesile aktarılan kültürel miras nedeniyle olsun ‘sayı’ ifadesine maddi gerçekliğinin yanında manevi bir anlam yüklemişlerdir.
***
Bununla ilgili olarak bu haftaki yazının konusu olarak, Eski Türk İnanç Sisteminde “üç” sayısının ne ifade ettiği sorusuna cevap olarak naçizane birkaç söz etmek isterim. Üç sayısı dini inançlar ve mitoloji başta olmak üzere halk kültüründe oldukça sık kullanılan önemli bir sayıdır ve İslamiyet öncesi ve İslamiyet sonrası Türk kültüründe en çok kullanılan sayılardan biridir. 
***
Ayrıca kozmolojik inanca dayanır. Burada sembolize edilen üçlü yapı, ilk Türk inançlarında gök-yer-yeraltı üçlemesi ile ifade edildiği gibi beden-can-ruh üçlemesi şeklinde insanı sembolize etmek için de kullanılmıştır.
***
Anadolu’da çok eski dönemlerden bu yana üç sayısına kutsal ya da uğurlu kabul edilen bir takım anlamlar yüklenmiş, gerek dini hayatta gerekse günlük yaşamda gerçekleştirilen bir takım pratiklerde ‘üç’ün söz konusu manevi anlamlarından yararlanma yoluna gidilmiştir. 
***
Örneğin Alevî-Bektaşî kültürüne ait dini inanç ve törenlerde üç sayısı önem arz eder. Bunlardan biri cemlerde pek çok uygulama Allah-Muhammed-Ali adına üç kez gerçekleştirilir.
***
Öyle anlaşılıyor ki; astrolojide, bilim ve teknik anlamında Türk kültüründe çok uzun yıllar önce elde edilen bilgiler sosyal hayatın içinde kullanılacak kadar sahiplenilmiş ve kutsal olmasına inanıldığından ötürü anlamlandırılmıştır. Tıpkı görseldeki mezar taşı gibi, ne dersiniz…