Öncelikle şunu baştan söyleyeyim, benim 2022 yılından bu yana ısrarla dile getirdiğim ABD’de çok yüksek enflasyon oranlarının görüleceği hususundaki beklentimin gerçekleşmesine sebep olacak, yaklaşan büyük krizi azdıracak ilk adım olarak düşünülen FED’in faiz indirimi hamleleri gelmeden Türkiye’de kesinlikle faiz indirimi olmamalı.
Bunu başarabilirsek bugünkü kötü tabloyu çok hızlı düzeltebileceğimiz bir zaman koridoruna gireceğiz.
Başaramaz yani bu devasa dalgayı arkamıza alamazsak altında kalacak ve çırpınarak yüzmek zorunda kalacağız. Yüzlerce kötü senaryo var.
ABD’nin dayanacak çok gücü kalmadı. Borsaları daha önce görülmemiş büyüklükte balonlara dönüştü. Borçları dağları aştı. Dünyanın her tarafında itibar kaybediyor. 60 milyon kişinin yemek fişi ile beslendiği bir ülkeye dönüştüler. Ne kadar sürdürülebilir, bilmiyorum… Bir devalüasyon gerçekleşmesi muhtemel! Brettoon Woods’u yıkan sistem de yıkılmak üzere artık.
Bunlarla beraber, suikastten sonra Trump adına çok erken bir zafer ilan edildi. Bence olaylar daha bitmedi. Büyük planı henüz görebildiğimizi sanmıyorum. Daha çok vakit var. Karar vermekte acele etmemek lazım. Küreselciler o kadar kolay pes edecek bir ekip değil!
Türkiye’de işler her geçen gün zorlaşıyor. Ama yöntemleri tartışmalı da olsa ciddi bir yavaşlama ortamı sağlandı. Bu önemli bir başarı.
Diğer yadan resesyona girip çıkmadan enflasyonu kesmeyi başarmış hiç bir ülke yok. Bizde “büyüme” asla vazgeçilmeyen bir mesele olduğundan girip-çıkma işini yapamıyoruz.
Bir yandan yavaşlama sağlarken bir yandan büyümeyi devam ettirme mücadelesine devam edilirse ani bir “durma” şokuyla karşılaşabiliriz, ki bu da ekonomiyi yeniden harekete geçirecek faaliyetlerden ötürü bir yılı aşkındır devam eden çabalarımızı çöp haline getirir.
Başa döneriz. Üstelik sabrı kalmamış bir halkla….
Bu nedenle büyüme kızıl elmasından uzaklaşıp, tek ya da çift çeyrek sürecek bir resesyon sonrası ekonomiyi kesici enstrümanların serbest piyasanın görünmez eline bırakılması suretiyle yola devam etmek lazım. Bunun da en kolay yolu GSMH / dolar kuru ile ortaya çıkan ve büyümenin oranını belirleyen GDP rakamımızı küçültmek adına, hazır rezervler yükselirken oluşturacağı enflasyona rağmen, arka kapı satışlarını sınırlamak ve doların gerçek değerine yavaş yavaş ulaşmasını sağlamak.
Elbette, bu işlere karar veren ekiptekiler benim gördüğümün en az on katını görüyor.
Israrla resesyona izin vermezken Türkiye’nin her geçen gün döviz yükümlülüklerinin artmasına izin vermeleri, benim ilk paragrafta belirttiğim beklentime düşüncelerinin yakın olduğunu ama beklentideki olayların benim düşündüğümden çok daha hızlı gerçekleşeceğine inandıklarını hissetmeme neden oluyor.
Nasipse göreceğiz…