Bana göre kültür, insanların yaratıcılığının kaynağıdır. Çünkü insan, kendisinden önceki nesillerin tarihini ve geleneklerini miras alır. Buna bağlı olarak, eski ile yeniyi sentezleyerek yeni oluşumlar ortaya koyar. Türk kültür coğrafyasının her noktasında oluşan bu yapılar farklılıklar gösterse de temelde aynı noktada buluşur. Şüphesiz, bu kültürel bilgi akışının devam ettiği yerlerden biri de mezarlıklardır.

***

Mezar taşları, Türkler için bir geçmiş olmanın yanı sıra, o geçmişin ruhunu taşımaları bakımından da önemlidir. Bu yapılar, ölüme değil, ölümden sonraki yaşama, bir bakıma ölümsüzlüğe değer katan unsurlardır. Kendinden sonra gelen nesillere kimliğini hatırlatma beyanıdır. Şüphesiz, taşlar üzerine uygulanan şekil, tasvir, motif gibi unsurlar bu amaçlara hizmet eder. Bunlardan biri de saç süslemesinin işlendiği mezar taşlarıdır.

***

Türk kültüründe saçla ilgili inanışlar ve uygulamalar, Sibirya’dan Anadolu’ya kadar tüm Türk coğrafyasında eski dönemlerden günümüze kadar görülmektedir. Bu kadar geniş bir zaman diliminde ve coğrafyada saçın kültürel sürekliliği, onun Türk kültüründeki önemini gösterir. Uzun saçlarıyla tanınan eski Türklerde saç biçimi, bir rütbe ve soyluluk göstergesi olarak kabul edilirdi.

***

Türklerde saçla ilgili birçok örnek bulunabilir. Özellikle 6. yüzyılda Altay Sayan Dağlarında yaşayan Göktürkler’den kalma Taş Baba (mezar taşı) heykellerinde, kadın ve erkeklerin uzun ve örgülü saçlarla tasvir edildiği görülür. Erkekler, saçlarını genellikle serbest bırakır veya iki yandan örgülerken; kadınlar saçlarını sonsuzluğu simgeleyen on, on bir, kırk, kırk bir gibi sayılarda örmüşlerdir. Bu sayılar, kutsal kabul edilir ve kendilerine uğur getireceğine inanılırdı. Ayrıca, Türkler arasında ruhun/kutun, saçı bir parçası olarak kabul etme inancı yaygındır.

***

Göktürk mezarlarında ipek içinde sarılmış saç örgüleri bulunmuş, Pazırık kurganlarında da örnekleri görülmüştür. Bu örgüler genellikle iki ya da üçlü olarak örülmüştür. Göktürklerde, savaşa giden erkeklerin tepe kısmında bir tutam saç bırakmalarının nedeni ise kötü ruhları korkutarak savaşı kazanacaklarına inanmalarından kaynaklanır. Türk Mitolojisi'nde ise hemen hemen bütün iyi kahramanlar uzun saçlıdır ve yenilgiye uğrattıkları düşmanlarının saçlarını keserek cezalandırırlar. Göktürklerde yas dönemlerinde saçlarını kestikleri Orhun yazıtlarında yer alır.

***

Antalya’nın Korkuteli, Elmalı ve Manavgat ilçelerinde mezarlıklarda saha araştırmalarımız sırasında fotoğrafladığımız bazı mezar taşlarında saç motifli mezar taşlarıyla karşılaştık. Bu mezar örneklerinde, örgülü saç motifi sadece kadınlarla ilişkili değil; eski Türk gelenekleri ve bazı bulgulara dayanarak erkek taşlarında da görülmektedir. Bu yörelerde yaşayan halk, saç örgülerinin kendilerini cennete götüreceğine inanarak, saçlarını kesip saklamaktadır ve mezara defnedilmesini sağlamaktadır.

***

Ölen kişinin yakınlarının, saçlarını mezarın içerisine bırakma geleneği, kanımca İslam’ın etkisiyle taşlar üzerine saç örgüleri kazıma geleneğine dönüşmüştür. Ancak burada işlediğimiz saç unsuru, yalnızca kadının güzelliği ve onun sembolizmi üzerinedir. Orta Asya’dan gelen bu kültürel miras, Anadolu’da yerel kültürle karşılaşarak hem anlam hem de şekilsel değişikliklere uğramıştır. Çünkü saç motifi, Anadolu kadınının güzelliğiyle birleşerek mezar taşlarında kendine yer bulmuştur.

SON SÖZ

Görselde yer alan kadın mezar taşındaki saç motifinin kullanılması, mezar taşının bir kadına ait olduğunu gösteren en güzel sembollerden biridir ve Türk kültürünün sürekliliğini gösteren en önemli kanıtlardandır.