Yüksek faiz pandemiden günümüze durdurulamaz şekilde artan para arzının alevini daha da harladı.
Düşük faiz döneminden tek farkı paranın hareket ederek enflasyon oluşturmaması.
Bu devasa para arzı faizlerin inmesiyle tasarruftan ayrılıp harekete geçecek ve görece önü kesilmiş olan enflasyonu tekrar tepelere taşıyacak.
Meşhur kısır döndü.
Bu arada net döviz rezervlerimiz yine merdivenden inişe geçti. 3 aylık carry trade için gelen 11.5 milyar dolar 13 milyar dolar oluverip ülkemizden çıkış yaptı.
(Kaynak: https://tr.tradingview.com)
Dolar cuma günü 34 TL’yi aşmasın diye 6 milyar dolar satış yapıldı. Yani TCMB yeniden kaptan olarak oyuna girdi.
Reel sektörün döviz açığının 115 milyarı geçtiği bir zaman aralığında şu iki paragrafın önemini anlamak zorundayız.
(Kaynak: https://tr.tradingview.com)
ABD’nin 51. Eyaleti Japonya’nın hala neden ihanet edip faiz arttırdığını anlamayanlar için bu iki paragrafın önemini anlamak zaten imkansız.
Tahvil borçlarını yüksek faizden ötürü çok yakın zamanda ödeyemez hale gelmesi muhtemel Amerika’nın, Japonya’dan alınan kredileri türev araçlarla borsada kullanarak oluşturduğu balonu kontrollü şekilde patlatmanın yanında panik havasıyla kaçışan oyuncuları tahviline çekerek faizlerini düşürmeyi başarması ayakta alkışlanacak bir senaryo…
Hem küreselci zenginlerinin servetlerini trilyonlarca dolar artır hem de hisselerini satmalarının ardından borsayı patlatıp süreç sonunda yeniden dip fiyatlardan almalarını sağla…
Japonları özgür sananlar çok ciddi yanılıyorlar…
FED faizleri düşürene kadar bir iki macera daha yaşatacaklar. Bu esnada çok dikkatli olmak lazım. “Dibin dibine geldik” diyenlere şans vermiyorum.
Bu esnada Türkiye kesinlikle faiz indirmemeli. FED ikinci faiz indirimini yapana kadar dayanmalıyız.
Aksi halde M2 para arzımızdaki aşırı büyüme bir yıldır çektiğimiz sıkıntılarla ulaşabildiğimiz bugünkü pozisyonumuzu çok ciddi şekilde bozacaktır.