Yıllar önce o günkü HDP eş başkanı S.Demirtaş bir akşam üstü Diyarbakır da halka ve partililere seslenerek:

"Sokağa çıkın" demişti.
Sokağa çıktı birileri.
Yaktılar yıktılar.
Öldürdüler.
Bir Kurban Bayramı günüydü.
Yasin Börü denen genç kurban eti dağıtırken sokağa çıkanlar tarafından linç edildi.
Öldürüldü.
Sonuç?
Elli dört insan katledildi.
Halkı sokağa çekerek kin ve nefret söylemi ve terör örgütüne üyelikten ceza aldı.
Demirtaş şimdi hapiste.
CHP genel başkanı Özel halkı sokağa davet etti.
Akşam vakti idi.
Tıpkı yıllar önce Diyarbakır da olduğu gibi.
Gene bir bayram öncesi.
İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına tepki vermek için Özel'in çağrısına uyan partili ve bir kısım provakatif eylemciler sokaktalar. Meydanlardalar.
Yüzleri maskeli, kapuşonlu kızlı erkekli gençler.
Ve tabi ki Erdoğan ve hükümet karşıtı bağırmalar.
Kaldırım taşları söküldü polise atıldı.
Ankara'da ve İstanbul'da gece polisler taşlandı.
Bir iki şehirde gene hükümet protesto edildi.
Erdoğan kınandı.
Tıpkı yıllar önce Diyarbakır'da olduğu gibi.
Pekiii...
Ya bu gece istenmeyen olaylar genişleyip çevredeki iş yerleri yakılıp yıkılsaydı!
İstenmeden de olsa birkaç kişi ölseydi !
Sorumlusu kim olurdu?
Tabi ki CHP genel başkanı Özgür Özel olurdu.
Demirtaş'ın başına gelenler Özel'in başına gelir miydi?
Adalet herkese lazım.
Şimdi...
Bu olaylar kime ne kazandırırdı?
Kazanan kim?
Kaybeden kim?
Sokaklar bu güne kadar kime ne kazandırırdı?
Sadece, kimi gruplar devlete, millete, hükümete olan kinlerini ortaya koyuyorlar, o kadar.
Olayları kışkırtanlar siyasi kazanç elde edemezler.
Bu her zaman böyle olmuştur.
Halkı tahrik etmek yerine soruşturmanın sükunetle takip edilmesi tercih edilmeli.
Halkı sokağa değil sakin olmaya çağırarak adli soruşturmanın sonucu beklenmeli.
Adalet sokaktakilerden korkmaz.
Çünkü adalet devlettir.
Devlet ise babadır.