Bugün benim doğum günüm. Her doğum günümde yeniden doğmuş gibi hissederim. Ayrıca her sene doğum günümün bayramla birleşmesi başka bir güzellik katar hayatıma. Bu yılda yeni yaşımın ilk gününü sizlerle kutlamak, bu vesileyle de bereketi ve tabiatın yeniden dirilişini sembolize eden Hıdırellez üzerine birkaç satır paylaşmak istedim naçizane…
***
Hepimizin bildiği gibi toplumları oluşturan bireyleri birbirine bağlayarak millî bir kimliğin doğmasında yeri büyük olan geleneklerin arasında bilhassa tabiatın yeniden dirilişi ve canlanışı niteliğindeki bahar bayramları önem arz eder. Elbette ki biz Türklerde de bahar bayramlarının yeri büyüktür.
Bir milletin oluşumunda dil, din, tarih kadar geleneklerin de önemi vardır ki; toplumsal yaşantıyı düzenleyen gelenekler, milletleri ayakta tutan güç olarak toplumların tarihi serüveninde yerini almıştır. Bu özelliği nedeniyle millet bağını güçlendiren en önemli unsurlardan birisinin gelenekler olduğunu söylemek mümkündür. Bu noktada toplumların geleneklerini en belirgin ve renkli şekilde ifade eden bayramları, her millette görülen ve toplumun her ferdi tarafından benimsenen ortak bir paylaşım aracı olarak nitelendirebiliriz.
***
Hıdrellez, ortak kültürel değerimizden olması yönüyle önemli bir yere sahip olup, Türklerin yaşadığı coğrafyada ve tarihsel serüvende çeşitli kültür ve inanç sistemlerinin katkılarıyla oluşturulan bir gelenekler bileşkesidir ve insan doğasının çeşitli ihtiyaçlarına işlevleriyle yanıt verebilmesi nedeniyle canlı kalabilmiştir. 
Türk kültürü içinde canlılığını koruyan geleneklerden biri de “Hıdrellez”dir. Türklük dünyasında ve Anadolu’da ortak inanmalarla ve heyecanlarla yüzyıllardır kutlanan Hıdrellez bahar bayramı niteliğinde kutlanan mevsimlik bayramlarımızdandır. Hıdrellez geleneği, bir bayram olarak bütün Türk milletinin topluca katıldığı, kutladığı, bir takım töreleri yerine getirdiği bir bahar bayramıdır. 
***
Bu tarih kışın bitişi yazın başlangıcı, yılbaşı olarak kabul edilir. Halk arasında kullanılan takvime göre eskiden yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıstan 8 Kasıma kadar olan süre “Hızır Günleri” adıyla yaz mevsimini, 8 Kasımdan 6 Mayısa kadar olan süre ise “Kasım Günleri” adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı gün anlamına geldiği için bu bayram olarak kutlanacak bir olaydır.
***
Hıdırellez, doğayla barışık olma ve onlardan yararlanma dileğine dayanır. Yaratılış ve türeyişe, yeniden doğuş ve doğanın canlandırma inancına ait inanma ve pratikleri vardır. Örneğin ateş üzerinden atlama, günahlardan arınmadır. Ateş kutsanır, doğanın uyanması ateşle kutlanır. Ateş; evreni canlandıran güneşin dünyadaki uzantısıdır. 
Bu bakımdan Hıdırellez ateşi, ritüelin başlamasında önemlidir. Ateş kültü pek çok uygarlıkta aydınlık, kötülüklerden arınma, temizleyicilik ve bereket- bolluk sembolüdür. Aynı zamanda yakılan büyük ateş toprağın ısınıp uyanmasının simgesidir.  
***
Türk kültüründe baharı, yaşama sevincini, kutsal arınmayı, yenilenmeyi, uyanan doğa ile birlikte bolluk bereketi simgeleyen anlam ve öğelerle yüklü Hıdırellez Bayramımızı gönülden kutluyorum. Milletimize bolluk, bereket ve sağlık getirmesini diliyorum. Birliğimiz ve beraberliğimiz daim olsun. Hıdırellez herkes için umutların ve güzelliklerin müjdecisi olsun.